Sevgililer günü yaklaşıyor. Ve her yerde yine kalpler, incikler, boncuklar görmeye başlayacağız.Sevgililer günündeki o anlamsız, zorlama duygusal moddan hiç hazetmiyorum. Mağazaların, restoranların, cafelerin normalde uyguladıkları fiyatlar yerine tam da o gün için özel hazırlanmış kazıklarına hele hiç dayanamıyorum!
İşte bütün bu klişelerin, anlamsız hengamenin içerisinde öyle bir etkinlik var ki gönül nişanımı kazandı!
1 - 14 Şubat tarihleri arasında İstinye Park'da AŞKTAN GERİYE KALANLAR ( MUSEUM OF BROKEN RELATİONSHİPS) sergisi var...
Serginin olayı şu; bitmiş, geride kalmış aşkınıza ait bir parçayı o parçanın hikayesiyle birlikte bağışlıyorsunuz, sonra o parça bütün Dünya'yı dolaşıp binlerce insanla buluşuyor!
Böyle enteresan bir sergiyi duyunca ben de dayanamayıp arşivimdeki önemli ve bir zamanlar için çok değerli olan parçalardan birini gönderdim(ne olduğunu sergiye gidince görürsünüz:)
Ama başkaları ne göndermiş diye baktığımda gözüme eski bir Galatasaray tshirtü takıldı. Hikaye de pek bir enteresan!
Hırvat bir hanım kız Zagreb'den kalkıp İstanbul'a gelir. Taşı toprağı altın olan şehrin yedi tepesini gezer, tarihini, örfünü, adetini öğrenir. Sonra yıllardır namını duyduğu Galatasaray'ın maçına gider. Kapalı tribünde maçı izlerken bir beyefendiyle tanışır. Beyefendi maçtan sonra büyük bir misafirperverlik göstererek turist hanımı bol bol gezdirir, izzet-ikram sınırsızdır. Ve 'doğal' olarak da olanlar olur.
Peki ya sonra? Tabii ki kaçınılmaz son. Hanım kızda kalan kendisi için alınmış bir Galatasaray tshirtü ve enteresan hatıralar olur!
İşin ilginç yanıysa bir Galatasaray tshirtünün nelere kadir olması!!!
Futbolun ve Türk'ün gücüne hastayım :)
Bunun dışında da çok farklı ve şaşırtıcı aşk hikayeleriyle bir çok geriye kalan parça bu sergide!
Siz de bir parça bağışlayabilir ya da en kötü İstinye Park'a gidip benim bıraktığım parçayı bulmaya çalışabilirsiniz!
Detaylar için, www.asktangeriyekalanlar.com , bilgi içinse info@asktangeriyekalanlar.com
Kaçırmayın!!!




Artık Alman Ligi'nde sadece kendi futbolcularını değil aynı zamanda Avrupa'nın dört bir yanından oyuncuları izlerken, özellikle Hollanda'lı isimlerin ağırlığı hissediliyor.
Sezon başındaki transferler ve kadrodaki bolluk sayesinde, forma şansını zora soktuğunu anlayan Nistelrooy bir süredir nereye gitsem diye düşünmekteydi. Sonunda tercihini Hamburg'dan yana yaptı. Yaptı yapmasına da bana biraz garip bir seçim gibi geldi.
Bazen bazı futbolcuları anlamakta büyük zorluk çekiyorum, sanırım fazla şöhret, yığınla para onları fantezi dünyasına doğru sürüklüyor. Aldıkları kararlara bakınca ne kadar anlamsız işlere imza attıklarını görmek pek de zor olmuyor.

Artık ortada 9 puanlık bir fark ve herşeyin üstesinden gelmeye hazır bir Inter. Maçtan sonra Mourinho; '9 fark yetmez, henüz her şey bitmedi; bizi şampiyon görmek istemiyorlar' dediyse de bu iş bence artık sona erdi. Bu saatten sonra ikinci kim diye sormak gerek...









Manchester'ın iki efsane kulübü City ve United bu kez lig kupası için kozlarını paylaşacaklar City of Manchester stadyumunda.
Kulüpleri kulüp yapan maddeleri sıraladığınızda nedense hep en sonlarda sayılır stadyumlar. Önce hep başkan, camia, futbolcu, teknik heyet ve taraftarlardan bahsederler. Ama belki de bütün bu saydıklarımın hepsindan daha önemli olan stadlar sessiz sedasız bir köşede dururlar. Mesela bu kupanın finalinin en anlamlı yanı Wembley'de oynamak değil midir? Amaç kupayı kazanmak mı yoksa Wembley'e gidebilmek midir?
1910 yılında yapılan İngiltere'nin Wembley'den sonra en fazla tanınan stadı tam yüzüncü yaşını kutluyor. 

Bayern'de işler çok dalgalı bu ara, belki de bu yüzden Lahm'ın hafif topa sert girmesine, bizim bin pişman Robben inanılmaz sinirlenmiş. Sarılmış Lahm'ın boğazına!
Geri döndü, hem de ne dönüş. Bütün maç boyunca her pozisyondaydı, bir kaç çok net pozisyonu kaçırdı, pozisyonlar yarattı ve acaba birlikte oynarlar mı diyen kendini bilmezlere cevap veren Vucunic'in iki asistiyle iki gol attı!
Luca Toni hiç şüphem yok ki ikinci yarıda Serie A'da ve Güney Afrika'daki Dünya Kupası'nda İtalya'nın en büyük golcüsü olacak!
Napoli'nin haftalardır devam eden inanılmaz performansının görünmez kahramanı hiç kuşkusuz oydu!
Galatasaray'da beğenilmeyen, burun kıvrılan Morgan De Sanctis, bir penaltı kurtaran ve inanılmaz golleri çıkartan maça damga vuran futbolcu oldu!





MUTSUZ ( Hem de fena mutsuz! )
MUTLU ( Bayern'den kurtulmanın dayanılmaz hafifliği! )
MUTSUZ ( Nolucak benim halim modu )
MUTLU ( Oh çok şükür modu)
MUTLU (Formayı kaptı nasıl mutlu olmasın)
MUTSUZ ( Antrenman yan gelip yatma yeri değildir!)
MUTLU ( Aslında mutlu formasına kavuştuğu için, ama ciddi!)
