25 Temmuz 2011 Pazartesi

ŞAMPİYON URUGUAY +18

Copa America Uruguay'ın oldu!

Fenerbahçeli kaptan Lugano, Galatsaraylı kaleci Muslera ve dedikodudan ibaret Beşiktaşlı Forlan'dan oluşan Uruguay takımı göğsümüzü kabarttı, bu zafer zor günlerimizde ülkemize büyük moral oldu :)

Oldu olmasına da Forlan'ın arkasındaki Martin Cacares pek olmadı!

Bunun adı olsa olsa ŞAMPİYON URUGUAY +18 olur...

14 Temmuz 2011 Perşembe

SİYAH VE BEYAZ

Şike adındaki soruşturmada yepyeni bir dönemle karşı karşıyayız.

Fenerbahçe'yle başlayan dönemde Eskişehir ve Sivas'ın ardından işin içinden sıyrılan Trabzon'da sonra sıra geldi Beşiktaş'a, ya da getirildi!

Filmi başa sardığınızda, yeni vizyona giren 'B' planının Fenerbahçe taraftarının sesini yükseltmesi ve yavaş yavaş homurdanmaların başlamasıyla olduğunu net bir şekilde görebilirsiniz.

Bu yeni dönem içerisinde Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı'nın dün Metris'e gönderilmesiyle artık bu sürecin çığrından çıktığını net bir şekilde söyleyebiliriz.

Söz konusu olan maçın kupa finali olduğunu düşünün ve maçı aklınıza getirin.

Sezon içerisinde hem deplasmanda hem de kendi sahasında İBB'ye yenilen Beşiktaş için kupa son kurtuluş şansıydı!

Söylenen o ki bu maçtan önce İskender ve İbrahim Akın'a transfer teklifi yapıldı!

O İbrahim Akın ki sezonun sonu gelirken hem Galatasaray hem de Fenerbahçe'nin transfer gündemindeydi!

Böyle bir durumda diğer rakiplerinden önce transfer teklifi yapan Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı'ya emniyet şikeci diyebilir, bense onları sadece tebrik eder 'bravo' derim!

Emniyetin emniyeti sağlamaya çalışması gereken bir ülkede eğer ki transfer teklifleriyle ilgileniliyorsa o zaman bu işe bir dur demek gerekir!

Hiç bir kurum ya da kişi hiç kimsenin üstüne böyle bir leke atma hakkına sahip değildir!

Kaldı ki bu transfer teklifi yapıldıktan sonra oynanan kupa finalinde penaltı yaptıran ve golü atan iki futbolcu İskender ve İbrahim Akın!

Peki bu işe Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı vasıtasıyla Beşiktaş'ı karıştırmanın amacı ne?

Gayet durum açık!

Fenerbahçe camiasının homurdanmaya başlaması ve yavaş yavaş tepki koymasıyla ortamın gerginleşeceğini gören kendince 'derin' olan 'sığ' devlet ortamın gazını almak için bir başka büyük camiayı da bu işin içine çekmeliydi!

Bu da Beşiktaş oldu!

O Beşiktaş ki Türk Futbolu'na 'Şerefli İkincilik' kavramını getiren kulüptür!

Şimdi 'neden sadece bizi aldılar sadece biz mi yaptık bu işleri' diyen hem Fenerbahçe camiasının gazı alınmış olacak hem de aslında yürütülen 'A' planı istenildiği şekilde devam ettirilecek

Aslında işin durumu SİYAH VE BEYAZ kadar açık!!!

Tek soru şu 'A' planının altından aslında ne çıkacak?

12 Temmuz 2011 Salı

İSVEÇ HAMURU

Fifa Bayanlar Dünya Kupası'nda artık sona yaklaşılıyor.

Yarın akşam gerçekleşecek Fransa-Amerika ve Japonya-İsveç yarı final maçlarından sonra ayın 17'sinde Dünya'nın en iyi futbol oynayan bayanları belli olacak.

Kupanın başından beri takip ettiğim tek takım olan İsveç yoluna tüm hızıyla devam ediyor.

Pazar günü Avusturalya karşısında oynadıkları futbolu gördükten sonra İsveç'li bayanlara karşı ilgimiz bir kat daha arttı!!!

Müthiş teknikleri ve özellikle tek top yapmadaki ustalıkları sayesinde şimdiden benim için şampiyon oldular.

Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama bu İSVEÇ HAMURU bambaşka!

Ha bu arada Avustralya'lı Perry'nin attığı muhteşem gole dikkat...

11 Temmuz 2011 Pazartesi

COLIN KAZMA KAZIM RICHARDS!

Tarihler 2007 yılının Mayıs ayını gösterirken gurbetçi avını sürekli Almanya'da devam ettiren medyamızda birden bire bir ada futbolcusunun ismi ön plana çıkmaya başladı!

O günlerde özellikle Beşiktaş'a pazarlanmaya çalışılan babası İngiliz, annesi Türk olan Sheffield United'lı Colin Kazım Richards(o zamanki adıyla) kısa bir süre içerisinde Fenerbahçe formasını giydi.

Hem İngiltere'de oynuyorsun, hem Fenerbahçe'ye transfer oluyorsun, hem de yarı Türksün o zaman neden milli takım forması giymiyorsun dediler ve giydirdiler herkese nasip olmayacak formayı, tıpkı Brezilya'nın bilmem ne köyünden buralara getirilip benzin istasyonu reklamlarında milli marş söyletilen Aurelio(cuma) gibi!

Gerçi bir yandan avantajı da vardı keratanın, hani isminde bir Kazım vardı ya onu sonuna kadar kullandı işte!

Kullansın aferin ona ama bir dakika!

Geçen gün Avusturya'da kamp yapan Galatasaray'ın antremanından hemen sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlıyordu MR. Richards hem de tercümanıyla!

Hadi diyelim yıllarca adada yetiştin büyüdün, annen sana bir kelime Türkçe öğretmedi mi?

Hadi diyelim annen öğretmedi, Türk Milli Takımı forması giyen bir futbolcu olarak sen hiç mi öğrenmek istemedin?

Hadi sen öğrenmek istemedin, bir akıllı büyük hoca, yönetici çıkıpta biraz ayıp oluyor, ne var iki kelime öğrensen de demedi mi?

Zaten Fenerbahçe'den yaptığın terbiyesizlikler yüzünden kovuluyorsun, hatta belki adam olursun diye önce bir Toulouse'a sürülüyorsun bakıyorlar olmadı, uğraşmıyorlar senle, sonra şansa kadere beceriksiz yöneticiler sayesinde Galatasaray'a gidiyorsun ve buna rağmen gayet pişkin bir şekilde bu ülkede İngilizce röpörtaj veriyorsun!

Düşünüyorum bu arkadaşı milli takım formasıyla ondan sonra bir daha bir daha düşünüyorum, bir türlü ikisini bir araya getiremiyorum!

Türkiye'deki beşinci sezonuna başlayacak olan COLIN KAZMA KAZIM RICHARDS'ın hala tercümanıyla çıkıp basına İngilizce konuşmasına ve büyük basının buna tek kelime etmemesine dayanamıyorum!

Ya bazıları fazla akıllı ya biz de herhangi bir yere sürülecek akıl yok!

Aranızda onu seven varsa hemen kızmasın, Mr. Richards'a futbolcu olamazsın demedik ki, adam olamazsın dedik!

11 TEMMUZ 2010!

Geçen yıl tam da bugündü!

16 Haziran 2010'da İsviçre'ye 1-0 yenilip büyük hüsranla Güney Afrika'daki Dünya Kupası'na başlayan Avrupa Şampiyonu, bir sene önce yani 11 TEMMUZ 2010'da zafere adını yazdırmıştı.

Avrupa Şampiyonası'nda başlayan rüya takım Dünya Kupası'nı da İniesta'nın uzatmadaki golüyle götürdükten sonra şuanki performansları da görünce sıra galiba 2012'de!

7 Temmuz 2011 Perşembe

OLMAMIŞ ERİK

Bir garip ülkede yaşadığımızı bugünlerde biraz daha fazla hissediyoruz.

Ülkenin dört bir yanında enteresan bir şekilde gazeticelerden askerlere, yöneticilerden vatandaşlara kadar insanlar çeşitli sebeplerle gözaltına alınıp cezaevlerine konuluyor.

Kimin ne suç işlediğini ya da neler yaptığını bilemem ama özellikle gazeteci ve askerlerin üç seneye yakın bir süredir delillerle değil sadece suçlamalarla içerde olduğunu düşündüğünüzde önünüzde pek de aydınlık günlerin olmadığını anlıyorsunuz.

İşini bir de yeni gündem tarafı var!

Aslında hikayenin en başından itibaren düşündüğünüzde ortaya çıkarılmış pastanın üzerine özenle hazırlanıp serpiştirilmiş futbol sosu olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Yıllardır ülke futbolunda devam eden kirlilik, saçmalık 2011 yazıyla birlikte birden bire su yüzüne çıkıverdi.

İnsanın canı sıkılmıyor değil.

Sanki muhteşem bir boğaz manzaramız vardı da birileri tertemiz denizimize çöp kovası boşalttı!

Tribünde oturup sonuna kadar takımınızı en derinden desteklerken, futbolcularınız canını dişine takıp oyununu oynamaya çalışırken elinizden alınan, çalınan başarılarınızın burukluğunu yaşadaınız mı siz hiç?

Aslında kombine kart sahibi olmaktan, dünya yıldızı transfer etmeye kadar her şeyin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu hiç hissettiniz mi sahaya bakarken?

İşte öyle bir futbol bu ülkenin futbolu!

OLMAMIŞ ERİK misali yani, tadı fena değil gibi gelse de olgunlaşmamış çekirdeğini ısırdığınızda tüm tadınızı kaçıran cinsten!

Boşuna mı efsane başkan büyük insan Süleyman Seba ' şerefli ikincilik ' kavramını soktu bu ülkenin futboluna?!?

Bugün tutuklamalar başladı ve sanırım devam edecek.

Herkes biliyorki geçmişte olanlar, futbol var oldukça gelecekte de devam edecek.

Bugün Fenerbahçe camiasının yaşadıklarını düşünsenize.

Başkanınız gözaltına alınmış, adam nerdeyse kalpten gidecek, asbaşkanınız tutuklanmış fenalaşmış, oyuncularınız gözaltına alınmış yetmemiş 9 milyon euroya aldığını forvet bir de yabancılar şubesine sevkedilmiş ve büyük ihtimalle sınır dışı edilecek!

Aziz Yıldırım'ı sevmem, hatta nefret ederim!

Çünkü Joker gibi düşünürüm onu, gülen bir suratın arkasından ne kötülükler geleceğini bilemem...

Ama bu son yaşanılan olaylardan sonra daha sakin yaklaşmak lazım konulara, bakmak lazım önceki örneklere gözaltılara hapislere...

Bir de takvime bakarım ve görürüm bugün 7 Temmuz!

Yani ligin başlamasına sadece 1 ay kaldı farkında mısınız?

Ve sorular sorarım...

Madem İbrahim Akın her noktada karşımızda ama neden yok sorguda?

Madem Emre Belozoğlu mesajların içerisinde ama neden yok sorguda?

Madem futbolcular var işin içerisinde peki ya teknik direktörler nerede?

Hadi onları bırakın, bir kulübün yöneticisi tutuklandıysa, daha gerek var mı o kulübü cezalandırmak için başka delile?

Sormaya devam da edebilirim ama dedim ya sakin olmak ve izlemek lazım diye!

Ha bir de Fenerbahçelilere şunu sormak gerekir; sezonun son maçı geldiğinde ve ' acaba yine kaçar mı son maçta şampiyonluk ' denildiğinde ' yok bu sezon olmaz, Aziz başkan ne yapar eder bu maçı alır ' diye cevaplar verrmek yerine şimdiki gibi soğukkanlı olmanız gerekmez miydi?

4 Temmuz 2011 Pazartesi

YARGISIZ İNFAZ

Dün futbol tarihimizin en büyük operasyonlarından biri gerçekleşti.

Aziz Yıldırım'dan Emenike'ye kadar bir çok ismin aralarında bulunduğu operasyonlardan ne çıkacak çok merak ediyorum.

Durum çok ciddi!

İsimler çok enteresan...

Ortada dönen bir şey varsa er ya da geç mutlaka ortaya çıkacak.

Türk Futbolu'nun tertemiz olmadığını yıllardır zaten görmüyor muyduk?

Zalad'ın yediği muhteşem 8 golü nasıl unuttunuz? Arif'in kendini yere atmalarıyla gelen şampiyonlukları? 11 puan geriden gelip açık ara fark atmaları? Peki bu seneyi?

Kimseyi olay açığa çıkmadan suçlamak istemem ama sadece bir kişi için YARGISIZ İNFAZ yapabilirim, o da Bülent Uygun!

Ülkem futbolunda asker selamı yaptığı günlerden, dün gözaltına alınması da dahil olmak üzere hiç haz etmediğim ve bu ülkenin futbolunun içinde olmasından utanç duyduğum bir isim Bülent Uygun!

Bugün ve yarın bu ülke futbolundaki bütün kirli işlerin arkasında, yanında, sağında, solunda olmasından şüphe duymayacağım bir isim Bülent Uygun!

Hatırlayın daha geçen sezon Bucaspor'dan Eskişehir'e geçişini aylarca aldığı cezayı!

Hatırlayın geçen yıl otobüs kargolarıyla taşıyıp yakalattığı paraları.

Ve bugüne dönün!

Benim için suçludur Bülent Uygun, benim gözümde 'mutlaka yapmıştır' oralarda ne dönüyorsa, benim için kirli işlerin adamıdır Bülent Uygun!

Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklılığından eser olmayan bir şahsiyettir.

Bu soruşturmanın sonucunda ceza almasından emin olduğum tek isimdir, diğerlerini başkaları bilir...