17 Eylül 2012 Pazartesi

4 + 4 + 4

Bildiğiniz gibi bugün okullar açıldı.

Bir yandan yeni bir eğitim yılına girerken diğer taraftan da yepyeni, nurtopu gibi bir eğitim sistemimiz oldu.

Atatürk'ün 1900'lü yılların başında gösterdiği vizyonu, 2012'de aradan 100 yıl geçmesine rağmen göstermeyi beceremeyenlerle dolu ülkemizde aslında bu yeni sistemin nasıl ve nerde olması gerektiğini gösteren çok iyi bir örnek var elimizde; Atletico Madrid!

Bundan yaklaşık 3 hafta önce kendi sahasında Athletic Bilbao ile karşılaşan Madrid'in gerçek delikanlıları, Uefa Europa League Kupası'ndan sonra bir kez daha Bask bölgesini hüzne boğmuştu hem de 4 golle.

Ardından Süper Kupa için son Monaco seferini yapıp, Şampiyonlar Ligi tesadüfi şampiyonu Chelsea'yi de top göstermeden 4'lük yapıp evlerine gönderdiler.

Ve eğitimin son kısmı da dün akşam tamamlandı...

Vicente Calderon'da Rayo'yu önce 4'leyip sonra bıraktılar mevzuyu...

Uzun lafın kısası Atletico Madrid bize 4+4+4 eğitim sisteminin nasıl olmasını gösterdi, olacaksa böyle bir sistem futbolda olsaydı dedirtti...

Görünen o ki Simeone iyi eğitmiş çocukları; önümüzdeki Hapoel deplasmanı ve evdeki Valladolid maçları da 4'lüklerle dolu olursa sakın şaşırmayın.

Biz hala kendimizi eğitmeyi becermeyi bırakın, eğitim sistemimizi bulamamışken, hayatın ince detaylarında insanlar ne sistemler buluyorlar!

11 Eylül 2012 Salı

SINIR HAREKATI

Gönül isterdiki Cuma akşamı oynanan Hollanda maçı için yanılalım ve galip gelelim.

Kariyerindeki en büyük başarısı İBB ile büyük takımlara karşı başarılı kontra atak futbolu oynatmak olan Abdullah Avcı, varolan tek yeteneğini de sahaya yansıtamayınca sonuç kaçınılmaz oldu.

Halbuki aklın yolu birdir ve futbolun değişmeyen kuralları vardır, tıpkı Cuma günü yazdığım kadro gibi...

Peki ya önümüz aydınlık mı?

Sorunun cevabını vermek çok zor. Bu akşamki maç aslında milli takım için ya tamam ya da devam maçı olacak.

Neden mi?

İlk maçında bizi mağlup eden Hollanda Macaristan deplasmanından galibiyetle döner, ilk maçında deplasmanda galip gelen Romanya, Andorra'yı gole boğar, ve iş bizimkilere kalır.

İlk iki maçta 6 puan yapan iki rakip ve bu sıralarda bizim kaybedeceğimiz 2 ya da 3 puan, henüz ikinci maçta 2014'ün o güzelim Brezilya yolunun kapanması anlamına gelir.

Kusura bakmasınlar bu yolun sonunda ışık pek gözükmüyor beyler!

Yıllardır devam eden, favoriyle ilk maç oynayalım, son maçta nasılsa onlar garantilemiş halde gelirler rahatça yenelim psikolojisinin ne kadar aptalca olduğunu yıllarca gördük!

Son elemelerde Almanların bizi nasıl 3'lediğini unutmayın!

Aynı durum bu elemeler için de geçerli; ilk maçı favoriyle oynayıp yolun başında işi riske atıyorsunuz.

Peki ya Romanya? 

İlk maç deplasmanda zayıf Estonya, sonra içerde Andorra, alınan 6 puan, kazanılan özgüven ve karşınızda bundan sonra stresli, eli ayağı titreyen, beraberlikle dahi ayrılsanız avantajlı olacağınız rakipler!!!

İşin gerçeği şu; bu akşamki maç Milli Takım için psikolojik bir sınırdır!!!

Bakalım gerçek hayatta olduğu gibi futbolda da SINIR HAREKATInda başarısız mı olacağız... 

7 Eylül 2012 Cuma

KAÇAN BALIK

Çok değil sadece 2 ay öncesine geri dönün! 

Avrupa'da futbol ateşi yanarken bizler evlerimizde oturmuş kimimiz İspanyol, kimimiz İtalyan, kimimiz Alman olmuştuk... 

Bir balık kaçmıştı o zaman hem de KAÇAN BALIK çok büyüktü. 

2002 Dünya Kupası başarısından sonra kaçırılan bir Avrupa Şampiyonası ve bir Dünya Kupası daha vardı hatırlarsanız ve 2008'de Avrupa Şampiyonası'nda gelen başarı bizleri 2010 ve 2012 turnuvalarından uzaklaştırdı. 

Eskiden matematik sınavlarında sorulurdu bu tarz seriler; mesela 'yukarıdaki dizilişin ardından Türkiye'yi 2014'de ne bekliyor' diye! 

Seriye kanacak olursak 2014 Dünya Kupası Türkiye'nin turnuvası olacak gibi duruyor! Ama bir de gerçekler var... 

Ülke futbolunun geçen yıl yaşadığı büyük sarsıntı zaten kağıttan kaplan olan kulüplerimizi yerle bir etti. 

Geçen sezonun radyasyonu bu seneyi de etkiledi ve daha sezon başında sadece iki takımımız Avrupa'da kaldı. Aslına bakarsanız Fenerbahçe'de Avrupa'dan elenmiş sayılır eğer statü öyle olmasa, ya da Galatasaray da pek ayakta kalamazdı belki de direkt olarak katılmasa! 

Tam da böyle bir durumun ortasında Hollanda deplasmanının başımıza gelebilecek en kötü durum olduğunu düşünüyorum. 

Avrupa Şampiyonası'nın en büyük hayal kırıklığı bunun tedavisini kendi evinde yapmak isteyecektir ve yapacaktır. 

Milli Takımın başında olmasına şaşırdığım, bir futbol başarısı bulunmayan ama fırsatlar ülkesi Türkiye'de her şeyde olduğu gibi futbolda Abdullah Avcı'nın da A milli koçu olması normal. 

Ama takımın ilacı Abdullah Avcı değil en azından kariyeri bu işin çok altında!

Benim kadrom bu akşama ne olur? Formatım 4-5-1, 11'im : Kalede Tolga, sağ bek Gökhan Gönül, stoperler Ömer ve Semih, sol bek Hakan Balta, orta sahada sağ kanatta Hamit, orta üçlü Emre, Mehmet Topal ve Selçuk İnan, orta sahanın solunda Arda Turan ve forvet Umut Bulut...

5 Eylül 2012 Çarşamba

NEN VAR BEBEĞİM?

Herkes aynı soruyu soruyor; Nedir Ronaldo'yu mutsuz eden konu?

Daha haftası dolmadan geçen Çarşamba Barcelona'ya kupa maçında atılan golden sonra çılgınca sevinen adamdan eser yok artık!

Perşembe günü Avrupa'da yılın futbolcusu olmayı sahnede beklerken ve en büyük rakipleri de yanındayken, İniesta'ya giden ödülden sonra yüzü bir asıldı beyimizin ve bir daha düzelmedi; sanırım o anda bir felç indi kendisine...

Sordular haftasonundaki gollerden sonra İniesta'nın ödülü mü konu diye, hayır dedi...

Gazeteler konu 'para' dedi, ona da hayır dedi...

Derdini söylemeyen derman bulamaz misali, gizemli takılmak yerine söylesene bize 'NEN VAR BEBEĞİM?'

Derdini bilmem ama belirtiler bana daha önceki bir hastalığın belirtilerini hatırlattı, umarım sonu onunki gibi olmaz!

Bir yukarıdaki resme bakın, sonra aşağıdaki resme; sizce de belirtiler aynı değil mi?

PASSELONA

Futbolu seven, takip eden, takımına tutkuyla bağlı olan herkesin sinirleri altüst durumda son 3-4 yıldır!

Artık herkes takımını, oyuncularını ve oyun tarzını tek bir takımla kıyaslıyor; Barcelona...

Maçların öncesinde renkdaşlarla toplanışdığında, maç sonrası değerlendirmelerde hatta playstation başında kapışırken bile konu dönüyor dolaşıyor Barcelona'ya geliyor.

Peki bu adamlar maçlarda nasıl böyle paslaşıyorlar, rakibi bıktırıyorlar diyenler için çok önemli bir video var.

Bir futbolcu için belki de en kötü durum Barcelona'da tek pas çalışması sırasında, ortada topu kapmaya çalışan adam olmak!

Barcelona değil bu takım PASSELONA...

3 Eylül 2012 Pazartesi

GUTİ DERKEN?

Futbolculuğunu, kariyerini, yaptıklarını anlatmama gerek yok.

Bundan sonra Guti teknik direktör mü olur yönetici mi diyenler aşağıdaki fotoğraf bence geleceği gayet iyi anlatıyor! 

GUTİ DERKEN?