Şampiyonlar Ligi ; futbol dünyasının şu andaki en değerli markası.
Özel marşları, özel görselleri, özel kuralları ve Dünya'nın en özel takımlarıyla tam anlamıyla gerçek bir rüya!
Bu kadar muhteşem bir ligde yer almak için her takım sezon boyunca çaba sarfediyor. Şampiyon Ligi'ne gitmek, şampiyon olmak kadar önemli bir başarı takımlar için.
Hazır ön eleme oynamayıp, direkt olarak bu lige girmişken ve Türkiye'den başka takımın katılamaması sebebiyle bütün ikramiye eurolarını cebe indirmişken, başarı gelmese de bunun tadını çıkarmak gerekmez mi?
Salı akşamı İnönü Stadyumu'nda özellikle maç 0-2 olduktan sonra yaşananlar kulüp tarihine kara bir leke olarak geçecek.
Zamanında 'Ahmet dursun, Seba gitsin' diyerek yaratıcı çözümler bulan Beşiktaş taraftarı artık kendi başkanına topluca küfür edecek duruma geldiyse, en az başkan kadar taraftarın da değişmesi gerekmez mi? Demirören'in bu tribünleri temizleyeceğiz sözünü haklı çıkarmaya ne gerek var?
Herkes şapkasını önüne koyup düşünecek.
Ligde kötü gidebilirsin, Şampiyonlar Ligi'ne havlu atmış olabilirsin ama bütün Dünya'ya kendini ispat ettiğin, örnek gösterildiğin, desibel rekorları kırdığın, muhteşem taraftar profilini yerle bir edemezsin!
Televizyonda takımlar sahaya çıkarken gıptayla baktığın sahnenin tadını çıkaracaksın, seni milyonlarca insana izleten ve her takıma kısmet olmayan bu marşın değerini bileceksin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder