
Bayram tatili sebebiyle bir süre Catalunya'dayım... Malum 'EL CLASICO' zamanı... İYİ BAYRAMLAR...
Uzun zamandır hasret olduğumuz güzellikte bir derbi haftası sona erdi. Beşiktaş hem çok iyi futbolu, hem de birbirinden güzel golleriyle attığından daha fazlasını kaçırarak Fenerbahçe'yi mağlup etti.
Bütün bunların dışında en önemli fark; İbrahim Üzülmez'di.
Zaten diğer unutulmaz maçları; Overmars'a hayatı zindan ettiği Barcelona maçı ve yüzüncü yılda Galatasaray'a sağ ayakla gol attığı maç!
Ne olur, ne olmaz bir çok şey yazabilirdim ama son günlerdeki Türk sporunun durumu canımı sıkıyor!
Hayatımız baskı üzerine kurulu.
Son zamanlarda aklımı meşgul eden önemli bir soru var : Mustafa Denizli neden Sergen Yalçın'ın yorumlarından rahatsız oluyor?
Mustafa Denizli'nin kendisini yıkmaya çalışanlara karşı durmasını anlayabilirim. Ancak kulübün menfaatleri için gerçekleri sebepleriyle söylemekten çekinmeyen ve hatta faydalanabileceği kişilere karşı daha anlayışlı olmasını beklerim.

Belki de sırf bu yüzden Camp Nou'de 'Mes que un club' yani 'bir kulüpten daha fazlası' yazar.
Peki Barca'nın bombaları bu kadar mı? Tabii ki hayır. Devre arasında Cesc Fabregas'da Camp Nou'da olucak. Transfer o kadar netki; Yaya Toure ve Bojan Arsenal'e giderken, Cesc ülkesinin yolunu tutacak.
