28 Ekim 2010 Perşembe

YAŞLANDIM GALİBA

Bugün benim için yeni bir tarih yazılacak.

Doğduğum, büyüdüğüm, renklerine sımsıkı sarıldığım, ilk futbol aşkım Mersin İdman Yurdu bugün takımımın stadına İnönü'ye ayak basacak.

Bu bardaktan boşalırcasına yağan yağmur boşuna değil anlıyacağınız, kutsal bir gün bugün.

Beşiktaş - Mersin İdman Yurdu maçı başkaları için bir sade, tek taraflı bir kupa maçı gibi gözükse de benim için bambaşka duyguların yaşandığı bir maç olacak!

80'ler ve 90'ların başında televizyondan izlerdim Metin-Ali-Feyyaz'lı Beşiktaş'ı, İdman Yurdu'nun efsane stadı Tevfik Sırrı Gür'ün maratonunda bağırırdım kırmızı/lacivert için.

Pek bizi mutlu edemese de takım her maçına giderdim babamla.

Çünkü bir başkaydı o maraton tribününde kırmızı şimşeklerle kol kola, omuz omuza İdman Yurdu diye bağırmak.

Gol olduğunda skorborddaki pencere açılır, içerden çıkan kol numaraları değiştirirdi!

Kış olsa da otururduk buz gibi betona, ne de olsa ısıtırdı bizi İdman Yurdu'mun kırmızı laciverdi.

Mevsim bahara dönünce de güneş alabildiğince vururdu yüzümüze öğlen oynanan klasik 2. Lig maçlarında!

İşte o zaman anlardık maç başında alınan kırmızı/lacivert yanları delikli kağıt şapkanın değerini!!!

Ve maç başlamadan en üstüne çıkıp maraton tribünün denizi seyrederdik.

90'ların ikinci yarısıyla birlikte bir başka muhteşem manzaralı stadda seyretmeye başladım maçları!

Bugünse tarihe tanıklık edecek olmanın inanılmaz bir heyecanı var...

Şöyle bir baktım da YAŞLANDIM GALİBA!


TRT Mersin Ä°dman Yurdu Belgeseli
Yükleyen tunustan. - Basketbol, beyzbol, güreÅ� ve diÄ�er spor videoları.

27 Ekim 2010 Çarşamba

BİR FUTBOLCUYU NASIL SEVERSİNİZ?

Futbol garip bir oyun, futbolcular da garip insanlar.

Özellikle bizim gibi zor beğenen ırklar için futbolcu beğenileri çok değişken ve farklı.

Kimi futbolcular var çok yetenekli ama antipatik, kimi futbolcular var ne yaptığı belli değil ama sempatik, taraftarın sevgilisi...

Ama kimileri de var ki hem müthiş topçu hem de sempatik, sevilebilir cinsten...

Aslında David Villa'dan bahsetmek istiyorum ama önce bizim ülkemizdeki duruma bir bakalım...

Yetenekli olduğu halde sevilmeyen ve aklıma ilk gelen isimler Emre Belözoğlu, Tümer, Bülent Korkmaz...

Yeteneksiz ama taraftarların sevdiği diye düşündüğünüzde ise aklıma hemen gelen isim İbrahim Üzülmez...

Yurtdışına döndüğünüzde ise durum biraz daha farklı.

Örneğin büyük hayranı olduğum David Villa'yı bugün bir kaç kat daha sevdim.

Uefa'nın resmi sitesindeki sayfada Villa'nın müthiş bir röportajı ve görüntüleri mevcut. Buradan bir göz atın.

Hem yetenekli, hem sempatik, hem saygılı, hem de mütevazi.

Kısacası futbolcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklısı!!!

BİR FUTBOLCUYU NASIL SEVERSİNİZ sorusunun cevabı işte bu sözde saklı.

Villa'yı bir kaç kat daha sevmeniz içinse aşağıdaki videoya göz atılmalı...


Te queremos Villa Maravilla
Yükleyen Valenciano7. - Daha fazla spor videosu.

PES Mİ? FIFA MI?

Yeni sezon 11'leri sahada.

Hem Pes, hem de Fifa bundan yaklaşık 2-3 hafta önce marifetlerini piyasaya sürdüler.

Tabi oyunların piyasaya çıkmasıyla birlikte tartışmalar, kavgalar, gürültüler fena halde arttı.

Pesciler bir tarafa Fifacılar başka bir tarafa sürüklendi.

Bir de henüz yönünü bulamamış, benim gibi ortada şaşkın ördek gibi kalmış olanlar var

Yıllardır Pes oynayan ve Fifa'ya karşı oldukça soğuk birisi olarak, geçen seneki arkadaş baskılarının üzerine bu sene Fifa'ya bir şans verdim.

Evde hem Pes hem de Fifa varken bir analiz yapmak şart oldu.

Öncelikle şunu söylemek gerek Pes bu sene gerçekten de önceki seneye göre çok üzerine koymuş.

Grafiklerin değişimi, kamera açıları, tezahüratlar ve oynanabilirlik açısından müthiş bir gelişim var.

Özellikle gol atmanın zorlaşması, birbirinin içinden geçen adamların düzeltilmesi, oyuncuların hareket kabiliyetlerinin yükseltilmesi, pas şiddeti ayarları Pes için süper değişimler olmuş.

Ve genel olarak baktığınızda yıllardır bünyenizde futbol zevki bırakan Pes, kaldığı yerden büyük adımlarla ileriye gitmiş.

Ancak Pes'de hala anlamadığım ve giderek geriye giden durumlar da yok değil.

Örneğin oyun arayüzü...

Arayüz tam anlamıyla Commodore zamanına dönmüş.

Takım kurma için çok zaman harcıyorsunuz ve arkadaşınızı beklerken sinirden patlıyorsunuz, çünkü menüler o kadar karmaşık bir hale gelmişki içinden çıkmak mümkün değil.

Özellikle de online oyun oynamak için arkadaşlarınızla bin dereden su getirmeniz gerek.

Sırf bir online oyun oynamak, match room yaratmak için onca telefon görüşmesi yapmanız gerkiyor.

Bunlara ek olarak hala bir çok takımın lisansı yok, ftubolcularsa hala eski takımlarında; örneğin Ibrahimovic'i Milan yerine Barcelona'da görüyorsunuz.

Bütün bunlara ek olarak pas şiddeti için oyuncunun altına gökkuşağı koyma fikrini de hiç beğenmedim.

Ve son olarak da soundtrack için bir çift söz gerek, Temper Trap-Sweet Disposition dışında beni çeken şarkı olmadı, olamadı, olmamış!!!

Fifa'da ise durum epey bir karışık.

İlk kez Fifa alan biri olarak şunu söylemeliyimki, değişiklikten olsa gerek Fifa'dan da epey bir zevk aldım.

Menünün kolaylığı, oyuncu grafikleri ve efektleri, bütün liglerdeki takımların orjinal halleriyle yer alması, her futbolcunun kendi takımında olması tam not aldı benden.

Menü kolaylığı demişken, online oynamak için arkadaşınıza sadece davet göndermeniz yeterli.

Fifa serverlarının da Pes'inkinden daha iyi olduğunu ve online oynamak için Fifa'nın Pes'i geçtiğini malesef söylemeliyim.

Bunlara ek olarak soundtrack parçalarının her biri ayrı güzel, playstationınızdaki kendi parçalarınızı da ekleyebiliyorsunuz, online oyunlarda karşılıklı konuşabiliyorsunuz, arkadaşınızla aranızdaki maçların istatistiklerini tutup zamanında kendisine nasıl 3-5 attığınızı hatırlatabiliyorsunuz ve gerçek hayatta oynanan maçların sonuçlarını menulerde gezerken altta görebiliyorsunuz!

Bütün bunlara rağmen Fifa'daki eksikleri de söylemek gerekir.

Örneğin oyuncu grafiğinde bu kadar başarılıyken oyun grafiğinde yani maçları dışardan seyreden birisi olarak düşündüğünüzde Fifa bilgisayar oyunu gibi kalırken Pes gerçek maçmış izlenimi vermekte.

Fifa'da başka bir durumsa detaylarda kaybolması, örneğin kalecilik kariyerinizi geliştirebiliyorsunuz vs...

Farklılaşmak için saçmalamamak gerekiyor, benzer bir durum Pes'de de var.

Oyuncuların sadece gerçeğe yakın maçlar yapıp, oyun oynamak için playstation başında oturduklarını unutmamak lazım...

Sonuç olarak Pes bizim canımız olduğu için rahat rahat eleştirebiliyorum, ne de olsa bizim Pes'imiz ama Fifa'yı da beğendiğimi de söylemem gerek.

Dilerseniz ekleyin playstationda DavidAames001 , dersinizi vereyim onlineda :) Ama yazın mutlaka request kısmına Golcü Şansı açıklamasını da!

Bu sene ikisini birden oynarım ruhum Pesci bedenim Fİfacı olsa da!

26 Ekim 2010 Salı

AHTAPAUL

Sonunda kurtulduk.

Ahtapota inananın ahtapot kadar aklı yoktur demişler, yani demedilerse ilk ben demiş olayım.

Haftasonu uzun tatil var, kendinize bir iyilik yapın ve mezelerinizin arasına mutlaka bir ahtapot katın, gününüz renklensin.

Yıllar sonra çoluk çocuğunuza ahtapot yedirirken, bak Dünya Kupası'nda herkes boş boş bu hayvana inanmıştı diye anlatırsınız.

Bye bye AHTAPAUL...

AKŞAM OLDU HÜZÜNLENDİM BEN YİNE

Bir garip durum aldı başını gidiyor.

Ligin açık ara favorisi Beşiktaş'a bir bakar mısınız?

Takım son adam gibi galibiyetini Ağustos'un 29'unda Karabük deplasmanında almış!!!

Aradaki Antalya maçını saymıyorum çünkü doksanıncı dakikaya kadar artık stresten taraftarını öldürmüş, mağlubiyetten beter etmişti Beşiktaş...

Ve dün akşam iflasın eşiğindeki takım tam anlamıyla pes etti!

Sezonun başında Beşiktaş sahaya çıktığında yıldızları karşısında görenler, bacakları titreyenler artık kaleye gümbür gümbür geliyor.

Kaleci Hakan abuk sabuk goller yiyor, Rüştü 37 yaşında hala yan toplara boşa çıkıyor, ofsayt diye elini kaldırıp topu bırakıyor, Nihat yılda 3 milyon euro'ya poposunu yayıp oturuyor, sezon başı gönderilecek Fink kurtarıcı olarak sahaya çıkıyor, yüz yılın en pahalı transferi Tabata salakça kırmızı kart görüyor, Schuster'se hepimiz gibi izlemeye devam ediyor.

Sezon başından beri ligin Kasımpaşa'yla birlikte en aptalca gol yiyen takımı değil mi Beşiktaş?

Buna rağmen hala aynı aptal savunmayı devam ettiren de değil mi Beşiktaş?

Türk futbolcular böyle devam ederse yabancılar ne yapsın?

Son bir söz de Nihat kardeşime...

'Eğer böyle devam edersen bu taraftar seni yuhalamaktan beter yapar, hayata küsersin, değil sahaya insan içine çıkamazsın, ya aklını başına al ya da sonuçlarına katlan, mabed diye andığın yer mezarın olmasın!'

Kaç zamandır böyleyim, AKŞAM OLDU HÜZÜNLENDİM BEN YİNE, sadece hüzünlenmedim sinirlendim gibi de...

25 Ekim 2010 Pazartesi

10 ATAN MI? 10 YİYEN Mİ?

Dün PSV Feyenoord'u 10'lamış.

En son 98'de atmış 10 golü birden PSV.

Ligleri bizimkinden kötü ama Feyenoord'u 10'lamak da o kadar kolay değil!

Rotterdam'a dönüşte takım otobüsünden inen futbolculara sözlü tacizler olmuş.

Böyle karşılama mı olur?

Takımın 10-0 yenilmiş, hem de PSV'ye, sense sözlü tacizle geçiştiriyorsun!

Nerde otobüsü taşlama, camları buzlama, futbolcuya dayak, hatta tesis çıkışında arabaları durdurup 'Are you a player?' sözleri???

Olmamış yakışmamış taraftara... 10 ATAN MI 10 YİYEN Mİ haklı anlamadım gitti.

Biz denk gelemiyoruz bari hatırlayalım 10-0'lık Adana Demirspor maçını...


Besiktas-Adanademir.Spor.1989-1990.10-0
Yükleyen Karakan. - En yeni ve en heyecanlı spor videolarını keÅ�fedin.

SENDE O GÖZ VAR MI?

Şöyle bir düşünün; evinizde boş boş oturup başarılı kariyerinizin anılarıyla yaşamaya devam ediyorsunuz.

Tam bu sırada bir telefon çalıyor ve eski şirketinizden 'ne olur geri dön' mesajı alıyorsunuz, ne yaparsınız?

Paranız cebinizde, şöhretiniz dillerde evde Football Manager oynamaktan daha iyi ne olabilir ki?

Tabii ki Galatasaray'ı çalıştırmak!

Bu yılki Galatasaray piyangosunun talihlisi Hagi kalktı geldi İstanbul'a, ayağının tozuyla da çıktı Şükrü Saracoglu'na...

Bu kadar eksik adamla, bu kadar iştahlı bir Fenerbahçe'nin karşısına çıkmak bir yaralı aslanın isteyeceği en son şey olsa gerek.

Ama bu Hagi...

Futbolculuk döneminde inanılmaz zekasıyla tekniğine yön veren, rakiplerin sinirleriyle oynayan, kendi takımını ise bir teknik direktör gibi yöneten müthiş bir topçuydu...

Gün geldi devran döndü ve aynı Hagi dün ne kadar zeki bir adam olduğunu bir kez daha gösterdi.

Dün akşamki maç 0-0 bitmiş olabilir ama bir kazanan vardı o da Hagi!

Aykut'un teknik direktörlük meziyetlerini yerle bir eden, kendi takımının üstünde yeni bir model yaratan ve aslında böylesine bir ortamda bir takımın nasıl yönetilmesi gerekiyorsa öyle yöneten bir adamdı 'Karpatların Maradona'sı...

Son 3 maçta onca gol atan Fenerbahçe'nin poziyona dahi girememesini başka nasıl açıklayabilirsinizki?

Rakibe bol boş alan bırakacak, çılgınca saldırıp kontra yiyecek, kısacası kazanıyım derken 3-4 yiyecek, yeni yetmelere pabuç bırakacak adam mısın Hagi?

SENDE O GÖZ VAR MI?

TUNCAY'IN MANCHESTER UNITED AŞKI

Dün oynanan Stoke City - Manchester United maçında United onca golü kaçırırken az daha maçı da teslim ediyordu.

Hem de Stoke City tam da Tuncay'ın ayağından inanılmaz bir gol bulmuşken.

İnanılmaz çünkü Tuncay'ın tarihinde böylesine güzel bir gol olduğunu hatırlamıyorum.

Gerçi TUNCAY'IN MANCHESTER UNITED AŞKI pek bir başka.

Hatırlayın 2008'deki Şampiyonlar Ligi eşleşmelerini.

Deplasmanda 6-2 mağlup olunan maçta golü atan, içerdeki 3-0'lık galibiyette de hat-trick yapan adamdı Tuncay...

Alex Ferguson'un en çok çektiği Türk futbolcu hiç kuşkusuz Tuncay...

Son 1.5 sezondur sıklıkla stadı taksiye atlayıp terk eden Tuncay acaba dün evine nasıl döndü?

Artık bu golden sonra da taraftarlar umarım evine bırakmıştır bizimkini, çünkü Stoke'daki transfer parasının hepsi taksilere gitti...

**Bu inanılmaz golü


**Bu hattrick maçı

Tuncay Sanli - Fenerbahce- Manchester
Yükleyen Karakan. - En yeni ve en heyecanlı spor videolarını keÅ�fedin.

21 Ekim 2010 Perşembe

YARDIM ET UEFA !

Dün akşam festival gibi bir maç oynandı Milano'da.

Maçla ilgili anlatılacak o kadar detay olmasına rağmen aslında bambaşka bir konudan başlamak gerek.

Çünkü bir tarih yazıldı dün akşam, hem de bunu İnter taraftarı yaptı.

Dünya'nın en görkemli turnuvasından önce kendi devletini Uefa'ya şikayet eden başka bir kulüp taraftarı var mı?

İtalyan Devletinin futbola tamamen gelir gözüyle bakması, işi tamamen spor olmaktan çıkardı.

Dolayısıyla bu protestoyu da hakettiler.

Aynen şöyle yazmışlar: 'İtalyan Devleti stadları boşaltmakta ve insanların futbol tutkusunu öldürmektedir, italyan taraftarlar yardımınızı istiyor.'

Bizimkilerle ilgili böyle bir pankart açtığınızı düşünsenize, ya da kıçınızdaki cop izi sayısını da düşünseniz olur!

YARDIM ET UEFA!

20 Ekim 2010 Çarşamba

UZAY TURİSTLERİ

Bizimkiler antremanı bırakıp hatıra fotoğrafı çektirmişler.

Zaten kulüplerin en büyük kaybı da bu değil mi, daha maç başlamadan oyunu kafada kaybetmek?

Akşama Rooney olmasa da Berbatov'un bu sezonki formunu, Park'ın gizli çıkışlarını,Fletcher'ın uzaktan vuruşlarını es geçmemek gerek.

Malum kurt hoca Sir Alex...

Her ne kadar Şampiyonlar Ligi rekoru 8 golle Beşiktaş'da olsa da(!), bir takımın en kısa zamanda bu rekoru kırmasını temenni ediyorum ama bu takım Bursa mı olmalı bilemedim.

5'den fazla olmasa, çünkü 5'den sonrası yokuş aşağı...

Old Trafford uzay üssü, bizimkiler de UZAY TURİSTLERİ...

19 Ekim 2010 Salı

HOCASININ ÖĞRENCİSİ

Bunu nasıl kaçırmışım bilemedim.

Belki daha önce yayınlanmıştır ama bir de Golcü Şansı gözüyle bakmak lazım.

Tuncay kardeşimizin İngiltere'de başarılı olduğu bir maçtan sonra(gerçi mazide kaldı o günler), İngiliz televizyonu kendisiyle röportaj yapmaya çalışıyor, aslında muhabir debeleniyor ama bizimki tabii ki fena tökezliyor.

Özellikle de 'benim gol atmam önemli değil, önemli olan takımın kazanması ben de takımın oyuncusuyum' demeye çalışırken düştüğü durum beni benden aldı.

Bunlara bir de ' last sezon ' deyişi eklenince yılların ' siiizın' kelimesini hasretle arar oldum.

Ne de olsa HOCASININ ÖĞRENCİSİ...


Tuncay Sanli - Postgame Interview
Yükleyen tarjetaamarilla. - En yeni ve en heyecanlı spor videolarını keÅ�fedin.

BİR MASUM MOR MENEKŞE

Sezonun artık iyiden iyiye kızışmaya başladığı bir dönemdeyiz.

Takımların bahanelerin arkasına sığınamayacağı, alışma döneminin geride kalmaya başladığı bir dönem bu!

İşte bu dönemde ülkemizde teknik direktör kıyımı her zamanki gibi erkenden başlamışken, Avrupa'da bir çok takımda da değişim rüzgarları esiyor.

Bu sezonun hiç kuşkusuz en büyük fiyaskolarından bir tanesi Floransa'dan geldi.

İtalya'da 7 hafta geride kalmışken sadece 1 galibiyet ve 2 beraberlik alabilen, 5 puanla ligin sonuna demir atmış Fiorentina geçmişini mumla arıyor.

İşte tam bu dönemde bilin bakalım kimin adı ön plana çıkıyor?

Tabii ki Fatih Terim...

Ne kadar devam eder ama sanırım bu boşlukta Fatih Terim de kenarda bekleyen aranan teknik direktör modelini benimsemiş durumda.

Geçen sezon sonunda Avrupa'ya gideceğim diyerek bizi oyalayan ve yeni sezonda malikanesinde futbolu takio eden Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük hocasının artık çalışma zamanı gelmedi mi?

Özellikle Türkiye'de takım çalıştırmam sözlerinin arkasında durup Galatasaray'la olası nikahını başka bir bahara bırakması en büyük temennim.

Onun yeri Edirne'nin dışı olmalı.

Hele hele İtalya puan durumuna bakınca on the tabela Fiorentina'yı en sonda görünce, Terim has some possibilities, some big chances, some big okazyons!

Terim doesn't want to see the back, he should see the front!!!

İtalya'ya bakınca BİR MASUM MOR MENEKŞE ağlıyor mu ne?


Fatih Terim ingilizce konu�ursa xD Remix [ KOPCAKSIN ]
Yükleyen akartel. - En harika videolar burada

18 Ekim 2010 Pazartesi

ZAVALLI PODOLSKİ (2)


Nuri'ye 3-0 işareti yapıp hareket çeken Podolski'nin kendi ülkesi olan Polonya'ya gol atıp hangi milletten olduğunu kavrayamadığı an!!!

Nasıl hissediyorsan, öyle giyinirsin!

ZAVALLI PODOLSKİ!!!



Germany V Poland [2-0 Podolski]
Yükleyen KingLane. - En yeni ve en heyecanlı spor videolarını keÅ�fedin.

ZAVALLI PODOLSKİ

Hani bir laf var ya ' allahın sopası yok ' diye!

İşte o bu haftasonu resmen yaşandı.

İlahi adalet yerini buldu.

Kaçıranlar için tekrar tekrar göstermek lazım.

Ama bir şekilde şunu da söylemeliyim.

Alman milli takımında en sevdiğim, en sempatik bulduğum, keşke takımımda oynasa dediğim Podolski birden bire milliyetçi olup unutmuş Polonya'lı aslını, hareketi çekivermiş bizim Nuri'ye.

Bir futbolcunun düşebileceği en ağır durum da başına gelmiş.

O değilde farkında mısınız, önümüzdeki sezon oynanacak Türkiye-Almanya maçının gerilimi daha şimdiden artmaya başladı.

Bu son yaşanan olay ve Mesut'un durumu, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek bir takım gelişmelerle birden bire karşımızda ikinci bir İsviçre faciası yaratabilir ülkemizde!

Ne vardı adam gibi oynasaydın ya ZAVALLI PODOLSKİ!!!


Türk'un Gücü | Nuri Sahin'in Podolskiye cevabı
Yükleyen KartalizmA-Mecazen. - DiÄ�er spor ve ekstrem spor videolarına göz at.

PANOYA RÖVAŞATA

Burak Yılmaz'ı sever misiniz, beğenir misiniz?

Ben hem sevmem hem de beğenmem.

Zamanında kendisine o kadar şans tanımama, kendisini geliştirmesi için o kadar beklememe rağmen, bir türlü kendini geliştiremeyen, kendine yazık eden bir topçudur benim için.

Normalde saç baş yolduran Burak, dün iki gol birden kaydetti Kasımpaşa'ya karşı.

Trabzonspor'un attığı ikinci kendi attığı ilk golde, şansa bala dizleriyle topu durdurup skoru yaptıktan sonra seyirciye koşayım derken reklam panolarına rövaşata yaptı.

Yani arkadaşın sevinmesinde bile sıkıntı var.

Her şeyi gördüm ama PANOYA RÖVAŞATAyı ilk defa!


kasımpa�a 0 trabzon 7 (2.gol)www.kapuska.net
Yükleyen KaPusKaNeT. - Basketbol, beyzbol, güreÅ� ve diÄ�er spor videoları.

11 Ekim 2010 Pazartesi

BALON PATLADI!

Uzun zamandır merakla beklediğim Hiddink(Oğuz) balonu sonunda patladı.

Hem de ne patlama...

Cuma akşamı oynanan maçı tekrar bir gözünüzün önüne getirin.

Sonra o maçtaki milli takım kadrosunu da bir düşünün.

Sonra o kadronun başına da Fatih Terim'i koyun.

Şimdi gazetelerin maçtan sonra attığı başlıkları yeniden canlandırın!!!

Ne gördüğünüzü ise kendinize saklayın.

Ben bu söylediklerimi aynen yapınca, böylesine bir kadro, böylesine bir diziliş ve böylesine bir sonuçtan sonra büyük ihtimalle istifanın eşiğine getirilmiş, yerin dibine defalarca batırılmış bir Fatih Terim görüyorum.

Pek ya Hiddink(Oğuz)'e bakınca???

Dünya dönmeye devam ediyor, hiç bir şey olmamış gibi, zaten O'nun için normal sonuç bu alınan!!!

Peki Fatih Terim olsaydı söylenecekleri Hiddink(Oğuz) için söylemek gerekmez mi?

Mesela hangi akla hizmet Sabri sol bek oynadı İbrahim Üzülmez, İsmail Köybaşı, Hakan Balta, Caner vs... o bölgede dururken???

Mesela hangi dahiyane fikirle Hamit sol açıkta harcandı hayatında hiç bir zaman orda oynamamışken?

Mesela hangi performans ve kimin akıl vermesiyle Özer Hurmacı böyle bir maçta ilk 11'de başlayıp 90 dakika sahada kaldı? Yoksa Aykut'un Hiddink(Oğuz)'le paylaştığı Özer'in bilmediğimiz üstün güçleri mi var???

Mesela Ömer Erdoğan'ın oraya olmayacağı hiç mi akıllara gelmedi en formda ibrahim Toraman dururken?

Mesela Nuri Şahin'in Bayern'i yenerken Dortmund'da nasıl bir yerde ve fonksiyonla oynadığına şahit olmadı mı Hiddink(Oğuz)?

Ve forvet... Daha ilk baştan belli değilmiydi böylesine bir formasyonda Halil'in iş yapmayacağı?

Hadi hepsini geçtim, ilk yarı sahada hayalet gibi dolaşan, kafası allak bullak olmuş olan memleketsiz MeSSut'u bile kahraman yaptınız ya size daha ne diyim?

Kimse Terim'den daha iyidir, futbolu daha iyi bilir demesin Hiddink(Oğuz) için çünkü BALON PATLADI...

Sayenizde Merkel bile taklalar attı...

8 Ekim 2010 Cuma

MUCİZE İSTEMİYORUM ALMANYA

Euro 2008'de yarı final maçına çıkmadan önce söylediklerim malesef maç sonunda gerçek olmuştu.

Tüm turnuva boyunca mucizeler yaratan milli takım, bu sefer kendi silahıyla vurulmuştu o gün.

İşte o gün söylediklerimi bugün de tekrarlamamda fayda var.

MUCİZE İSTEMİYORUM ALMANYA...

Çünkü ben bugün milli takımın Almanya'ya yenilmeyeceğini hatta yeneceğini düşünüyorum.

O günkü hüsranım aşağıdaki videoda, yeni zafer içinse haydi Türkiye...

Turkey ( Turkei ) - Germany ( deutchland ) semi final euro 2008 end from davidaames001 on Vimeo.

ALMANYA-TÜRKİYE MAÇ ÖNCESİ

Bugünkü maçın öncesinde konuşulanlar iki sene önce farklı bir şekilde konuşuluyordu.

O kadrodan bugüne bir çok futbolcu bugün yine sahada olacak.

Onlar Berlin'de Olimpia Stadion'a çıkmadan önce ben onları sahaya çıkartıyım dedim.

Bu görüntüleri başka bir yerde bulmanız pek mümkün değil, tadını çıkarın...

İşte ALMANYA - TÜRKİYE MAÇ ÖNCESİ ...


Turkey Germany Euro 2008 semi final from davidaames001 on Vimeo.

ANILAR VE ALMANYA -TÜRKİYE

Maçla ilgili artık son noktaya geldik.

O kadar istiyorumki deplasman galibiyetini size anlatamam.

Yazılarla sizi yormayayım haftasonuna girerken, o yüzden ANILAR VE ALMANYA-TÜRKİYE özelinde bakalım resimlere!

Bu arada maç öncesi sizi tarihe götürüp Almanlarla son oynadığımız maçtan hiç bir yerde bulamayacağınız videoları paylaşacağım.

Ama önce resimlere bir göz atalım!

**Berlin Olimpia Stadion
**Berlin Olimpia Stadion**Euro 2008 Almanya-Türkiye**Euro 2008 Alman ve İsviçreli çalışma ekibi**Euro 2008 gurtbetçi çılgınlar :)

7 Ekim 2010 Perşembe

NERELİSİN SEN?

Ailesi Zonguldak'lı.

Doğumu Gelsenkirchen...

Adı MeSSut.

Milli takımı ise Almanya...

MeSSi'nin yerli versiyonu kimilerine göre MeSSut...

Yıllarca Almanya'da ezilmiş, hor görülmüş, abuk subuk ,işlerde çalıştırılmış Türk ailelerinin verimli ürünlerinden biri MeSSut!

Kısaca Almancı!!!

Ve 2010 yılında herkesin üzerine atladığı, yakasına yapıştığı, neresinden koparsam kardır dediği bir adam MeSSuT!

Çok konuşuluyor, çok tartışılıyor ama artık yeter...

Benim için iyi ama abartıldığı kadar da muhteşem olmayan bir futbolcu MeSSut.

Bir Arda Turan değil mesela!!!

Bir Tuncay Şanlı da değil mesela!!!

Bir Emre Belözoğlu da değil mesela!!!

Bir Hamit Altıntop hiç değil mesela!!!

İşte böyle bir durumda bile böylesine bir yaygara koparan herkese şunu sormak gerek; Ey ahali zamanında Mustafa Doğan'lar Almanya milli takımında oynarken nerdeydiniz?

Peki Serdar Taşçı'lar, Barış Özbek'ler tercihlerini onlardan yana kullandığında nerdeydiniz?

Hadi Almanya'yı atladınız; Ekrem Dağ'lar Veli Pehlivan'lar Avusturya milli takımını seçtiğinde nerdeydiniz?

Hadi Almanya'yı, Avusturya'yı atladınız; Gökhan İnler'ler, Eren Derdiyok'lar, Hakan Yakın'lar İsviçre milli takımını seçerken nerdeydiniz?!?

İnler'i sallamadınız, Derdiyok'u tanımadınız ama birden Özil'e yapıştınız, hayırdır?

Son bir soru da MeSSut'a.

Hadi Türk gibi hissetmiyorum diyorsun, e sen Alman da değilsin...

NERELİSİN SEN?

Bilmem anlatabildim mi...

6 Ekim 2010 Çarşamba

ENTERESAN BİR ŞAHSİYET(SİZ)

Çok şey gördüm çok şey yaşadım ama böylesine ilk defa denk geliyorum.

Sivas'dayken beyaz gömlek üstüne mor kazaklarla yedek kulübelerini tekmelemeni senden beklerdim, orta sahada debelenmelerini, saçmasapan açıklamalarını da!

Ama bu kadarını senden beklemezdim sayın Uygun!

Sezon başında Antep'e gittin, imzayı attın bir gün sonra oraya pek uygun(!) olmadın, sonra atladın Buca'ya gittin yılın en fazla transferini gerçekleştirdin ama oraya da uygun(!) olmadın sayın Uygun.

Şimdi de gittin günlerdir dedikodusu dönen Eskişehir'e mi uygun(!) bulundun sayın Uygun?

Hani bir laf var ya bu terlik tam benlik diye, acaba kulüpler de 'Bu Uygun tam bize uygun' mu demekteler?

Bir sezonun daha 8 haftası geri kalmışken 3. takımına da imzayı atıyorsan sen de mi yoksa kulüplerde mi bir bozukluk var diye düşünmeye başlıyorum.

Hadi seni geçtim her şey bu kadar lanet olası bir şekilde gerçekleşirken, sen istemem yan cebime koy derken, Eskişehirspor taraftarı gibi şahsiyetli bir grup seni nasıl kabullenip, bağrına basacak?

Hele hele Bucaspor yönetimi, senin yaptığın bu davranışı etik değerlere hiç uygun(!) bulmamışken sayın Uygun!!!

Sivas'da yoktu Reina ama İzmir'de, Eskişehir'de var merak etme!

Sivas'da Reina yoktu demeyi de biliyorsun ama Beşiktaş maçlarından önce gelip Chocolate'da karşı masada içiyorsun, ne ayak?

Ne diyim ki, ENTERESAN BİR ŞAHSİYET(SİZ)!!!

Bugün orda yarın burda, kucaktan kucağa!

Not: Zamanında dış mihrakların gazına gelmeyen ve kulüpten içeri kendisini sokmayan Fenerbahçe ve Trabzonspor kulüplerine de ayrıca saygılarımı sunarım...

5 Ekim 2010 Salı

BÖYLE HAKEM GÖRMEK İSTİYORUZ

Çok tartışılır ülkemizde hakemler.

Hep haklarında kötü konuşulur.


Başkanlardan, teknik direktörlerden, futbolculardan daha fazla suçlu olan hep onlardır.


Ve hep kafası basmaz yorumcular şunu söylerler 'Dışardan hakem gelsin, o yönetsin bu maçı'...


İşte bu kafadaki saçmasapan yorumcular kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşmeye başladılar.


Çünkü bu tarzda yorum yapanlara ben de, o zaman yabancı yorumcular gelsin diyordumki, Lig Tv'de Merk'le açılan yoldan, Milliyet'de Torres'le devam eden furyanın daha daha sert eseceğini umuyorum...


İşte tam da bu noktada, yani hakemlerin üstüne en çok gidilen noktada, hakem transferi yapmak isteyenlere söyleyecek bir çift sözüm var.

Eğer bir hakem transfer edilecekse, o ismi açıklamak da bana düşer!

Bibiana Steinhaus...

Alman Federasyonu'nun bu sezon kadrosuna kattığı tek bayan hakem...

İşte o bayan hakem bu haftasonu oynanan Hertha Berlin - A.Aachen maçında çok enteresan bir olay yaşadı ve yaşattı.

Hertha'lı Peter Niemeyer bir pozisyondan sonra hakemin kolunu sıvazlamaya çalışıyor, ama gelin görünki, tam bu sırada Bibiana hareket edince Peter'ın eli çok farklı bir yere geliyor!!!

İşte tam bu anda Bibiana'nın suratındaki ifade görülmeye değer :)

Kendisi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz buraya tıklayın...

Onu bunu bilmem ama sahalarımızda BÖYLE HAKEM GÖRMEK İSTİYORUZ...

4 Ekim 2010 Pazartesi

FABİAN 46 YAŞINDA!

Olmaz olmaz demeyin, insanlar çift yaratılabiliyor.

O hep dediğiniz, 'seni birine benzettim' lafını bugün ben 'yuuuh bu kadar da olmaz' diyerek perçinledim.

Borusia Monchengladbach'ın tenik direktörü sayın Michael Frontzeck'e bir bakar mısınız?

Beyefendi hık demiş bizim Ernst'in burnundan düşmüş, ya da tam tersi de olabilir :)

Yoksa gerçek Benjamin Button İbrahim Üzülmez değil de Fabian Ernst mi?

Tamam çok geyik oldu farkındayım ama Fabian'ın tıpatıp aynısı Mıchael Frontzeck'i görünce, FABIAN 46 YAŞINDA dememek mümkün değil!

ERNST'İN 11'İ

Bilenler bilir.

4-4-2 Dünya'nın en iyi futbol dergilerinden biridir.

Tabii ki Türkiye'deki versiyonuyla değil, İngiltere'deki versiyonuyla!

Klasik 4-4-2'de vazgeçilmezdir futbolcuların en beğendikleri 11 listeleri.

İşte bu işin bir benzerini Beşiktaş dergisi gerçekleştiriyor ve bu hafta da Ernst'e yer vermişler.

Değişik bir 11 olmuş derken karşımıza o kadronun içinde 'efsane' çıkınca yıkıldık tabii gülmekten.

İşte taktik olarak 4-3-2-1'i tercih eden ERNST'İN 11'İ...

1- Neuer: Schalke'de beraber oynamışlar, geleceğin Oliver Kahn'ı diyor.

2- Lahm

3- Paolo Maldini

4- Franco Baresi

5- İBRAHİM ÜZÜLMEZ: Beşiktaş tarihine adını yazdırmış, sembol futbolcu demekte kendisi için... Aaah ah biz O'nun ne günlerini biliriz.

6- Beckenbauer

7- Inıesta

8- Xavi

9- Gerhard Muller

10- Lionel Messi : Komple bir futbolcu, her kulübün ve futbolseverin hayalini süslemekte.

11- Pele

HELAL SANA ALESSANDRO

Tatsız tuzsuz bir büyük maç daha geride kaldı.

Inter geçen seneyi ararken, Juve şampiyonluğu değil ikinciliği kovalayacağını açıkça beyan etti dün akşam.

Yıllarımı verdiğim Juventus'da kimler geldi kimler geçti ama Del Piero gibisi gelmedi.

Dün akşam alnın ortasına nişanlamışlar lazeri.

MW2 oynuyor olsak, fazla yaşamaz derdim.

36 yaşında olmasına rağmen İnter'lilerin bacaklarını titretti ya başka bir şey demem; HELAL SANA ALESSANDRO...

1 Ekim 2010 Cuma

DELİ DELİ KULAKLARI KÜPELİ

Çok pozunu gördüm ve uzun bir süre daha görmek istiyorum...

Futbolu bırakmasından endişe ediyorum.

Ena z iki sezon daha oynamalı ve galiba oynayacak gibi duruyor!

İbrahim Üzülmez dün akşam deplasmandaki Rapid maçında da oynadı ya, bu henüz bir başlangıç.

Daha kendisini Manchester City gibi, Juventus gibi deplasman maçlarında da izleyeceğiz hiç şüpheniz olmasın.

Çünkü takım aldı başını gidiyor.

Deplasmanda 1-0 geriye düşüp maçı çevirip, farkı kaçırıyorsan ben de seni ayakta alkışlarım.

Özellikle de İbrahim Üzülmez gibi bir kaptanın varsa.

O mimikler, o hareketler, o hırslandığında çıldırıp kendini kaybetmemek için dişlerini sıkışı yok mu beni benden alıyor:))

Bu haftasonumu yukarıdaki resme bakarak geçirmeye karar verdim :)

Alttaki resim içinse footballove'a teşekkürler...

DELİ DELİ KULAKLARI KÜPELİ...