30 Mayıs 2011 Pazartesi

EAGLE HAS LANDED

Tam bir yıl geçti üzerinden...

Tarihler 28 Mayıs'ı gösterdiğinde Wembley çimlerinde bu kez Şampiyonlar Ligi finalistlerini ağırlarken, bir daimi misafiri de tribünlerinde konuk ediyordu!

Daha maç başlamadan hazırladık başlığımızı, EAGLE HAS LANDED!

Tıpkı geçen yıl yazdığım gibi devam etmem gerek, artık bunun da klasik olması için!

'Sadece Manchesterlılar, sadece Barcelonalılar yoktu.

Beşiktaşlılar da vardı.

Bir Şampiyonlar Ligi Finali'ni belki bir Türk takımı görmemiş olabilir ama en azından bir Türk forması gördü.

E tabi bu da armasında ay-yıldız olana yakışırdı.

Güzel durmuş Emre'yle finalde.

Helal olsun finale o formayla gidene...

FİNALDE BÜYÜK BİR BEŞİKTAŞLI.'

Geçen sene ne mi oldu, buradan görebilirsiniz.

Ve işte büyük finalin, Pedro'nun golü de dahil olmak üzere işte hiç bir yerde göremeyeceğiniz özel resimleri!


27 Mayıs 2011 Cuma

GERİ SAYIM

GERİ SAYIMları hiç sevmem.

Siz zamanı eritmeye çalıştıkça, o süre uzadıkça uzar.

Artık bir an önce başlasalar da biz de tadına varsak olayın!

Bünyedeki futbol oranı azaldıkça, insanın kimyası bozuluyor o yüzden bu final bizi uzun süre idare eder.

Son hazırlıklar tamam, Wembley finali bekliyor!

ALTIN KIZLAR

Dün akşam Londra'da Şampiyonlar Ligi'i finali oynandı.

Ama kadınların finali.

Uefa'nın yaptığı en önemli kararlardan biri olan kadınlar futbolunu destekleme olayının en önemli halkası Şampiyonlar Ligi.

Finalin adıysa O.Lyon ve Potsdam'dı!

Kazanan 2-0'la Lyon oldu. Artık onlar ALTIN KIZLAR.

Bu arada Lyon'da 3 numaralı formayı giyen Wendie Renard'ı yolda görseniz içiniz bir hoş olabilir!

Bir de Lyon'da 10 numarayı giyen Necib'i çok beğendim. Müthiş teknik genç Necib :)

26 Mayıs 2011 Perşembe

THY COŞTU BİR KERE!

Finale yaklaşırken, nefis bir video çıktı ortaya!

Artık uçuş güvenlik filmlerinden gözünüzü alamayacaksınız!

THY COŞTU BİR KERE!


25 Mayıs 2011 Çarşamba

ALan KAzanır

Bugünlük sadece tarihe bir bakış çünkü yukarıdaki büyüklerimiz boşuna reklam yapmazlar!

Durum bugün biraz kritik o yüzden ALan KAzanır...

24 Mayıs 2011 Salı

BİR ŞARKIDIR RÜŞTÜ

Milli takım haftaya hayati bir maça çıkacak.

Kadrolar açıklandı pek fazla yorum yapmak istemiyorum ama kaleci tercihlerinde mutlaka Rüştü Reçber'in olması gerekiyordu!

Özellikle son haftalarda form düzeyi sayesinde Beşiktaş'a kupayı kazandıranların arasındaydı Rüştü, ayrıca böyle maçlarda tecrübe belki de en büyük destekçi!

Her milli maçta şu görüntü gelir aklıma, dalar giderim :)

BİR ŞARKIDIR RÜŞTÜ, ömür boyu sürecek...

BUGÜNÜN KÜÇÜĞÜ YARININ BÜYÜĞÜ

Bir sezonu daha devirirken yine kendimize has durumumuzu ortaya koyduk.

Bir millet düşünün kendisinden başkalarını kötülemeden rahat edemiyor.

Bütün koca sezonu bitirip şampiyon olmuşsun, 55 bin taraftarının önünde kutlama yapıyorsun, tüm televizyonlar bunu canlı veriyor, ülke izliyor ve sen 'koyduk mu!' diye tezahürat yapıyorsun!

Şimdi insan düşünüyor ve geriye gidiyor bir kupa maçını hatırlayın Galatasaray, Ali Sami Yen'de Fenerbahçe'yi 2-1 mağlup ediyor. Hakeme 'gözüne gözlük' işareti yapan Lugano, taç atarken vakit geçiren Gökhan Gönül ve Lincoln'un hayatındaki en önemli yerine diz atan Volkan Demirel kırmızı kart görüp takımlarını 8 kişi bırakıyor.

Maçtan sonra Lig Tv'ye konuşan Volkan Demirel 'Lincoln bana aileme, kız arkadaşıma küfür etti, sıkıysa dışarda söylesin o zaman neler olur görsün' diyor!




Aynı Volkan o sezonun sonundaki Euro 2008'de 2-0'dan gelip durumu 2-3'e getiren milli takımın kalesinde bitime 3-4 dakika kala Koller'i itiyor! Volkan hakeme 'bana küfür etti' diye işaret yapsa da hakem kırmızıyı çıkartıyor, kaleye Tuncay geçiyor ve tanrının yardımıyla milli takım çeyrek finale çıkıyor!

Şimdi daha sayılacak bir sürü vukuatı olan Volkan'a sormak gerekiyor, bundan sonra ne olacak?

Yarın bir gün bir taraftar yolunu kesip 'sıkıysa yüzüme karşı söyle, kim kime koyuyor' derse ne olacak?

Hadi Gökhan Gönül gayet ince bir gönderme yaptı ve herkesi düşündürdü de, ya Volkan?

Gerçi bir taraftan da şöyle düşünmek lazım, bir kaptanı basın tribününe hareket çeken, diğer kaptanı basına 'bunu da yazın!' diyen, kendi taraftarını 'koyduk mu' diye gaza getiren milli futbolcular topluluğunun olduğu yerde her şey olabilir!

BUGÜNÜN KÜÇÜĞÜ YARININ BÜYÜĞÜ diye bi laf var ya, işte onu şimdi Volkan'ın düşünmesi lazım çünkü bugünün 'koyduk mu' su yarın nasıl geri dönecek hiç belli olmaz!


23 Mayıs 2011 Pazartesi

PAPARAZZİ

Sezon bitti ortalık futbolcu kaynamaya başladı.

Mehmet Topal'da Valencia'nın güzel havasını İstanbul'a taşıdı...

Hanımı kapıp Nişantaşı'nda ilk günden alışverişe çıkmışlar, biz de PAPARAZZİ olarak yakaldık tabii...

ŞAMPİYON FENERBAHÇE

2010-2011 sezonu şampiyonu Fenerbahçe'ye tebrikler!

Artık Avrupa'da başarı zamanı... Gerçi o zaman Platini'ye de bir forma gerekebilir :)

20 Mayıs 2011 Cuma

NELER OLDU NELER

1 Mart'dan bu yana NELER OLDU NELER!

İlk olarak ' Şampi..(mi)' dediğim Milan Şampiyon oldu!

İtalya'nın en haz etmediğim takımlarının başında gelir Milan, bir de Lazio'yla pek sevişmeyiz.

O Milan, İnter'in haketmediği, Juventus'un kendi kendine boğulduğu, Napoli'nin tecrübesizliğe kurban gittiği, Roma'nın saçmaladığı bir sezonda ancak şampiyon olabilirdi.

Önümüzdeki sezonsa Juventus'un transfere 100 milyon euro ayırdığı, İnter'in hatalarından ders aldığı, Napoli'nin tecrübe kazandığı, Roma'nınsa tekrar yarışta olduğu bir ligde şimdiden söyleyebilirim; Milan seneye şampiyon olamaz!

Şampiyonlara bakacak olursak bir İngiltere klasiği olarak Manchester United'ı ve Almanya'da bir sürpriz olarak Borussia Dortmund'u gördük!

İspanya'da ise Barcelona'nın şampiyonluğuna buruk sevincimizle katıldık. Halbuki Espanyol maçında yerini aldığımız Camp Nou'da görseydik şampiyonluk turunu, daha bir coşkulu olmaz mıydı kutlamalar.

Türkiye'de şampiyon bu haftasonu belli olacakken kupanın sahibi son yıllarda podyuma sıkça çıkan Beşiktaş oldu...

Belki İ.B.B. karşısında çok iyi oynayamadılar ama buraya kadar oynadıkları futbolun karşılığı olmalıydı bu kupa. Hele hele Quaresma'nın Trabzonspor'a attığı gol bile bunu tek başına gösterebilir.



Tabi kupadan bahsetmişken yazamadığımız dönemde kupa finalinin Kayseri'ye alınmasını da eleştiremedik!

Son yıllarda Kayseri'ye peşkeş çekilen onca organizasyon ve yatırıma rağmen, halkın maçlara gitmemesi, spora ilgi göstermemesi zaten şehrin bünyesinde o kadar yatırımın durmayacağını gösteriyor...

Bütün bunların üstüne Cumhurbaşkanı'nın kendi memleketinde kupa vermesi bile ıslıklanmasını engelleyemedi!Bir de ortalıkta dönen transferler var tabii.

Hem gerçekleşenler hem de dedikodular öyle gösteriyorki bu transfer sezonu pek bir hareketli geçecek. Ama bana kalırsa şimdiden şunu söyleyebiliriz bu sezonun en büyük transferini Ünal Aysal'ı başkan yaparak Galatasaray gerçekleştirdi.

Gönül isterki günün birinde sadece Galatasaray'ın değil tüm kulüplerin başında Ünal Aysal gibi insanlar olsun.

Diğer transferle ilgili hele hele Real Madrid'in 'Almancı' sevdasıyla ilgili söyleyecek çok sözüm var!

Tabii arada gidenlere de bakmak lazım; mesela daha sezon bitmeden sözleşmesi feshedilen Nihat Kahveci gibi ya da Milan'ın Pirlo gibi efsanevi bir ismi serbest bırakması gibi.

Sadece biraz zaman lazım, yazacak çok şey var!

BUGUN VARSINIZ YARIN YOKSUNUZ

Bir garip ülkede yaşıyoruz!

Gücü olanın diğerini ezmekten çekinmediği, istediği şekilde at koşturabildiği, bir şeyleri yasaklamanın musluk açık kapamak kadar kolay olduğu bir yer burası!

Digiturk ve Lig Tv geçtiğimiz aylarda yaptığı muhteşem hamleyle blog yazarlarının kepenkini tek bir hamleyle indirmişti!

1 Mart'dan beri önce yazamamak sonra yazmamak işte bu yüzdendi!

Bloglara dokunanlara karşı dns ayarlarını değiştirip yazmak için fazla sinirli olduğum günlerde yasal hakkımın bana geri verilmesini bekledim durdum.

Ve geldik işte!

Daha ağır sözleri buraya yazmak yerine içimden geçirip durmaya devam ediyorum...

Lig Tv ve Digiturk size sadece selam söylüyorum çünkü BUGÜN VARSINIZ YARIN YOKSUNUZ...