Quaresma, Hilbert, Guti derken Beşiktaş TARAFTARI iyice HAVAYA GİRMİŞ.
Forumlar, sayfalar panayır yeri gibi...
Geçen seneki protestolu 'Yeteeer Yıldırım Demirören' sesleri, bu sene 'Yeteer Yıldırım Demirören, alan var alamayan vaaarr' şeklinde söylenmeye başlanmış.
Hele hele son günlerdeki yıldız forvet dedikodusu fena halde heyecan yaratırken, gönüllerden geçen isimlerse internette forma giymeye başlamışlar bile!
Gönülden geçenlere saygı duyuyorum tabii ki ama hayal gücüne biraz 'yok artık' demekte gerek :)
Özellikle Quaresma, Guti transferinden sonra geçen senenin gözdesi Ferrari'yle birlikte Beşiktaş maçlarını izleyecek hanımefendi sayısı eminim katlanacaktır!
Adama İspanya'da rahat yokmuş, burda mı olacak? :)
Sabreden derviş muradına erermiş dercesine, günlerdir heyecanını bastıran, olası son dakika pürüzlerine karşı transfer müjdesini veremeyen Beşiktaş artık bombayı patlatmak üzere.
Sanki geçen yılki o tezahuratların, stada gelememenin, küfür yemenin acısını fazlasıyla çıkarmadan bırakmayacak transferleri Yıldırım Demirören!
Quaresma gerçekten çok büyük transferdi.
Ama bu Guti transferi bambaşka, inanılmaz bir olay!
Sadece bir transfer demek hiç doğru olmaz, bir efsane, bir ilah!
Guti'nin İnönü'ye ayak basması demek, sadece bir transfer başarısı demek değildir.
Bir kulübün vizyonunun nasıl geliştiğinin göstergesidir aynı zamanda!
Bu sezonda bazıları elle oynamaya, penaltı noktası kazmaya ya da tribünlere hareket çekmeye devam edecektir elbette ama gerçek şu ki ne olursa olsun bu sezon herkesin büyük bir hırs ve merakla takip edeceği tek takım var o da Beşiktaş!
Guti gelmeden ben uyarıyı yapıyım da sonra söylemedi demesinler; bu sene bir çok futbolcunun canı fena sıkılacak.
Futbolun namusu kabul edilen bacak arasından top geçirme olayının üstadı çünki O!
Turnuva başından beri kaşınıp duruyordu, sonunda onu da kaşıdılar!
Burun kaşımada Domenech'e rakip olan, saha kenarında kameranın üstünde olduğu anlarda karizmatik takılıp diğer zamanlarda vücudunun her bölgesini kaşıyan Löw'ü 11 İspanyol o kadar güzel kaşıdıki burda ben zevkten öldüm :)
İspanyolların yaptığı başdaöndürücü pas trafiğinden dolayı o kadar çok topun peşinden koştularki eminim Alman futbolcular uzun süre kendilerine gelemezler!
Ha bir de şu abarttığınız hatta Messi'den bile üstün demeye başladığınız MeSSut'un dün akşam ne yaptığını biriniz bana açıklayabilir mi?
Kupa başlarken yazdığım 'Hazır Kıta' yazısında da belirtmiştim, Arjantin'den sonra bu kupada desteklediğim ikinci takım İspanya.
Özellikle Almanlara gıcık olmak için bu kadar sebep varken, içimizdeki milyonlarca Almanı farkedememişim!
Alman birasına bayılırım, Alman arabalarına sonsuz güvenirim, hele hele Alman kızlarının özel hastasıyım ama Alman futbolunun karşısındayım!
Özellikle de Euro 2008'de bize karşı oynamadan kazandıkları maçtan sonra iyice gıcık olmuştum onlara, tabii bir de Arjantin'i bu turnuvada eleyip Maradona'yı da üzünce iyice soğudum onlardan!
Şimdi sırada portakal zamanı var.
Yolun açık olsun İspanya...
Dün akşam Almanlara yenilince, yenik sayılmış, kahrolmuş onca arkadaşıma da söylenecek tek bir söz var; ES TUT MIR LEID!!!
Gana'yı belki de tarihin en acı verici galibiyetiyle eleyen Uruguay, hiç de hak etmediği bir şekilde döndü finalin kapısından.
Kısaca yazık oldu.
Etrafımda çok eş dost var Hollanda'yı tutan, sempati duyan. Adamlar gerçekten de sempati duyulmayacak gibi değil ama sadece tribünde!
Zaten turnuvaya renk veren iki ülke vardı taraftar olarak, Brezilya ve Hollanda. Ve dün akşamki taraftarın muhteşem görüntülerini bu sayfalarda bulacaksınız.
Sahaya baktığımda ise Van Basten'in Hollanda'sından daha sıkıcı bir top oynayan, forveti olmamasına rağmen bireysel yeteneklerle gol bulan bir takım var karşımızda.
Bu Hollanda'yı kimse savunmasın bana, kimse finali hak ettiler de demesin.
İlk golün ortada pozisyon yokken inanılmaz bir şekilde doksanla buluşmasını, ikinci goldeki ofsaytın verilmemesini, Van Bommel'in yere düştükten sonra tekme atıp sarı kart bile görmemesini anlatın esas...
Ve o kadar istedimki 90+2'de maç 3-2 olduğunda Uruguay'ın bir gol daha atmasını ve portakalların suyunu çıkarmalarını!!!
Şans melekleri bazen yanınızda olmalı.
Turnuva başından beri meleklerin en çok tercih ettiği renk oldu turuncu!
Hatırlayın ilk maçlarında topun direkten sekip nasıl Kuyt'ın önüne düşüp gol olduğunu, hatırlayın aynı olayın Huntelaar'ın başına Kamerun maçında geldiğini, hatırlayın Slovakya'nın kaçırdığı inanılmaz pozisyonları, hatırlayın Brezilya maçında Melo'nun kendi kalesine gol atıp yaptığı saçmalıkları ve hatırlayın bir de dün akşamı.
İstiyorumki finalde İspanyol kardeşlerimiz buraya kadar gelmiş olmasına rağmen benim için belki de tarihin en çürük portakallarından olan bu takımı darmadağın eder.
O yüzden sakın ola bu aralar BANA PORTAKAL DEMEYİN!
Blog yazarı dostlarımın pek hazetmediği Cristiano Ronaldo, büyük hayal kırıklığı yarattığı Dünya Kupası macerasından sonra şimdi de sansasyonel bir haberle gündemde!
Beyefendinin bir oğlu olmuş, aslında olmuş mu olmamış mı spekülasyonlar devam ediyor!
Olmuşsa annesi kim o da ayrı bir muamma!
Belki de kupa boyunca hanım doğurcak mı, nolucak endişesinden top oynayamamış olabilir.
Ama amaç spekülasyon olsun, cebimiz dolsunsa, aşağıdaki resme bakın ve şu soruya cevap verin; ACABA MÜSLÜMAN MI OLDU?
Kısa bir süre ara verip, kendimizi toparladıktan sonra içimizdekileri yazıya dökmenin zamanı geldi.
Kupanın başındaki iki favorimden biri olan Arjantin ve kupanın maskotu Maradona beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattı!
Kupanın başındaki kadro seçimini zaten eleştirmiştik ama bari maçlarda saçmalamasaydı!
Turnuvanın en iyi hücüm hattına sahip olduğu iddaa edilen Arjantin Almanya karşısında beni çileden çıkardı.
Aslında Arjantin demek pek doğru olmaz ama Maradona çileden çıkarttı demek de pek yanlış olmaz!
Almanya öne geçmiş ikinciyi arıyor, baskı yaratıyor ve sen belki de turnuva boyunca devam ettiğin hatalar zincirine bir yenisini daha ekliyorsun!
Bu sezonun en formda isimlerinden olan, İnter hem İtalya'da hem de Şamoiyonlar Ligi'nde şampiyonluğa taşıyan Dıego Milito'yu kulübeye hapsediyorsun!
O Milito ki final maçında Almanların en iyi takımı Bayern'i tek başına yıkan adam!90 dakika boyunca Hıguaın'e tahammül edip adaşın Milito'yu almıyorsan, oyun kuramamana rağmen Veron'u kenarda oturtmaya devam ediyorsan, zaten sahadaki kısa boylu forvetlerin hiç birşey yapamazken oyuna daha kısaları olan Aguero'yu alıyorsan o zaman sen bu oyunu okuyamıyorsun demektir!
Hem kendine hem de Arjantin'e büyük haksızlık ettin!
Futbolculuk hayatında canlı izleme şansını yakaladığım için kendimi şanslı hissettiğim Maradona'nın ellerinde havalanmasını çok isterdim o kupanın!
Ama olmadı...
Eğer yeni dönemde de takımın başında kalmaya devam edeceksen uzun bir süre kendine şu soruyu sorman gerekir; NE YAPTIN DIEGO?!!!