15 Mart 2010 Pazartesi

KIRICAN BELİNİ

Futbol güzel oyun, futbol beni benden alan oyun...

Aslına bakarsanız Türkiye'de oynanan futbol heryerde ayrı bir heyecan ayrı bir tat.

Örneğin dün; sadece ilk10 dakika içerisinde lig sonuncusu Siena'ya karşı 3-0 öndeyken, maçı 3-3 berabere bitiriyorsa...

Milan'ı yendikten sonra puan farkını 9'a çıkarıp, şampiyon artık belli denilen Inter, deplasmanda umulmadık yenilgiyle zirveyi kaptırıyorsa...

Barcelona lig üçüncüsüne karşı top göstermeyip, Messi beyefendi aynı golden 3 tane birden atıyorsa...

Leverkusen'le Hamburg, gol mü istiyorsunuz diyip, 6 golle insanları mutlu ediyorsa...

Chelsea attıkça atıp, Inter'e gözdağı veriyorsa... İşte bu futboldur.

Bu kadar örnekten sonra dönüpte memleketimin futbolundan herhang bir örnek vermeye o kadar utanıyorumki.

İlla bir örnek verilmesi gerekiyorsa; dünkü Manchester United - Fulham maçından verilmesi gerekir.

Fulham deplasmanda devreye 0-0'la girdiğinde eminimki herkes çok memnundu. Buna göre taktikler belirlendi, direktifler verildi ve sahaya çıkıldı. Ama karşıdakiler şeytan olduğu unutuldu.

Daha santra henüz yapılmıştıki Rooney kardeşim 36 saniye içinde golü çakıverdi.

Bir takımın duygularıyla ancak bu kadar oynanabilir. Ne devre arasındaki o direktiflerden eser kaldı, ne de motivasyondan... Üçlük oldu Fulham, evinin yolunu tuttu.

Rakibin belini kırmak mı? Rooney'e 36 saniye yeter!!!

** Ufak not: Berbatov'un attığı son golde, kalecinin yere yığılışı, bel kırmaya iyi bir örnek sanırım:)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder