Öncelikle en baştan şunu belirtmem gerek, bu yazıyı yazma sebebim geçtiğimiz günlerde okuduğum kadınların gelir seviyesi yükseldikçe boşanma oranlarının yükselmesi haberidir.
Çünkü onlarla aramızdaki en önemli iletişim kaynağı aslında para değil mi?
Evet haberden epey bir etkilendim ve bunun üzerine bol paranın döndüğü, daha doğrusu paranın sıcak olduğu en önemli sektörlerden futbolda hanımların rolü nedir diye araştırmaya başladım!
Ve karşıma ÜÇ TEHLİKELİ KADIN çıktı.
Tehlikeliler çünkü ellerindeki gücü her an kontrolsüz olarak kullanıp Avrupa futbolunun başına büyük işler açabilirler.
Sonuçta bir futbol takımının başında olmak hele hele önemli bir kulübün başında olmak tıpkı Abramovich'in yaptığı gibi ya da Arapların City'de yaptığı gibi futbol dünyasının dengelerini değiştirmeye yeterli!
Bu hanımefendilerden ilki Linda Pizzuti...
Kendileri Red Sox'ın sahibi yani Liverpool'un anahtarını henüz almış olan 56 yaşındaki John Henry'nin 30 yaşındaki yepyeni eşi!
Ve bu yepyeni eş Liverpool gibi yepyeni bir oyuncağa sahip olmak üzere!
John kardeşimiz Amerika'da Red Sox'la uğraşırken Linda hanımkızımızda Liverpool'un gidişatına yön verecek.
Neler yapacağını hep birlikte göreceğiz ve belki hemen olmayacak ama John işleri rayına oturtur oturtmaz, Linda'yı İngiltere'de bırakacağını eşe dosta söylemiş durumda.
Hatta söylemesine gerek kalmadan Linda Pizzuti twitter hesabından zaten kulübün patronuymuş gibi mesajlar atmaya başlamış!!!
İkinci hanımefendi ise Rosella Sensi...
Sensi ailesinin işlerini yürütürken bir yandan da Roma'yı yakan kişi Rosella!
Aile İtalya petrolünü elinde tutarken, Rosella'da Serie A'daki tek bayan başkan ünvanını korumakta.
Rosella özellikle geçen sene yuhalandıktan sonra bu sene Vucunic ve Totti'nin yanına Boriello ve Adriano'yu kadroya kattı ama gidişat yine aynı!
İşin şöyle bir gerçek yanı varki Rosella eğer kızarsa İtalyan futbolunu fena bir kaosa sürükleyebilir ya da İnter ve Juve'nin egemenliğine başkaldırabilir.
Üç numaralı hanımefendi ise Fransa'dan Margarita Louis-Dreyfus!
İngiltere'de Linda, İtalya'da Rosella varsa Fransa'da da Margarita var.
Marsilya'nın sahibi Margarita özellikle ikibinli yıllarda Lyon'un altında ezildikten sonra geçen sene takımın duble yapmasıyla rahat bir enfes aldı.
Canı istediğinde Niang gibi önemli topçulara yol verebilen ama gerisini doldurabilen akıllı bir kadın.
Gerçi para var imkan var e bir de akıl olunca bir kadının tehlike potansiyeli katlanarak artmaz mı?
Bugün Lyon, Bordeaux ve PSG'nin başındaki en büyük dert kısaca Margarita!
Kendisi biraz çapkın, Facebook'da da beğenenler her gün artmakta!
Kısaca zor iş futbol sektöründe kadın olmak, özellikle ofsayt nedir bilmiyorsan, lig usulünden anlamıyorsan, bu erkekler neden benim yrime bu topun peşinden koşuyor diyorsan hayat sana çok zor be hanımefendi!
Keşke sadece tribündeki güzellik olsalar ve bu işe fazla bulaşmasalar ve biz onları bu halleriyle sevmeye devam etsek!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder