28 Ağustos 2014 Perşembe

YILIN TRANSFERİ!!!


Bugünlerde hiç kuşkusuz en fazla konuşulan konu takımların transferleri.

Birileri birilerini artık sıfırlarını sayamayacağımız paralara kendine bağlıyor.

Gazetelerde, televizyonlarda, internette hep bu yeni transferler ve yeni formaları yer alıyor.

Tüm bunlar olurken aslında esas transfer golüyse bambaşka bir yerden geliyor.

Aslına bakarsanız o kadar büyük bir bomba olmasına rağmen, ülkemizde pek kimsenin dikkatini çekmeyen çok önemli bir detay bu!

Tam 22 yıldır Uefa'nın sponsoru olan Ford artık bu yıldan itibaren olmayacak.



Şampiyonlar Ligi'nin o muhteşem marşının altında artık Nissan logosu göreceğiz hatta görmeye başladık!

Uefa ile Nissan'ın anlaşması bu sezondan itibaren toplam 4 sezonu kapsamakta.

İşin esas maddi boyutu transferin büyüklüğünü ortaya koyuyor; Nissan her sezon için Uefa'ya 45 milyon Pound yani yaklaşık 55 milyon Euro ödeyecek!!!

Japonya'nın iki numaralı araba üreticisi Nissan'ın neden böyle bir mali yükün altına girdiğinin cevabı ise Avrupa piyasasında pazar payını büyütme olarak karşımıza çıkıyor.

Sırf bu yüzden de Ford'un alışık olduğumuz aileye futbolu entegre etme temas yerine Nissan bol yıldızlı reklamlara dönmüş. İlk reklam yıldızları ise Andres Inıesta ve Thiago Silva!

Mastercard, Heineken, Gazporm, Unicredit ve Sony'nin yanına YILIN TRANSFERİdir Nissan.

ZZZZZUPER KUPA

Harika bir geceydi Pazartesi gecesi. 

Bir futbol sever için geçirilen 120 dakika ve penaltılar belki de verilebilecek en iyi sınavdı.

Ülkemiz futbolunun güzide, güzide oldukları kadar da kocaman iki camiası cumhuriyet tarihine geçecek kadar anlamlı bir maç için karşı karşıya gelmişti. İki kocaman camianın taraftar sayılarını toplasanız neredeyse ülke nüfusunun %60'ına denk geliyordu. 

Böylesine popüler, böylesine kitleleri arkasından sürükleyen iki camianın kollarında artık sponsorları yoktu, işin enteresan tarafı göğüsleri de bomboştu, bunlara ek olarak geçen sezon şortlarındaki markalar da uçup gitmişti ve sırtlarında ise artık son sezonunu yaşayan mecburi sponsorları durmaktaydı. 

Tesadüfün böylesi oynadıkları bu en büyük kupanın da sponsoru bulunamamış ve adı sadece Süper Kupa olarak kalmıştı. 

Tüm bunlarda yetmezmiş gibi bir de maç uydudan kablolu tv'ye, ip tv'den karasal yayına kadar herkesin izleyebileceği bir kanalda yayınlanırken, bunca marka arasında sadece Neva Kozmetik adında ilk defa duyduğumuz marka bu yayına sponsor olmuştu!!! 

İşte böylesine bir 'süper' maçın da atmosferi kendilerine yakışır şekilde süper olmalıydı, oldu da! 

Meşaleler, ses bombaları, sular,çakmaklar, domatesler, kavgalar, küfürler bize doyumsuz bir görsel şölen yaşattı!!! 

Tüm bunlara futbolcuların ahlak seviyeleri sözlü ve fiziksel hareketleri de eklenince bizim Süper Kupa oldu mu sana Mega Süper Kupa, Öz Hakiki Süper Kupa, hatta hatta ZZZZZUPER KUPA!!! 

Hatta hatta hatırlarsanız bu iki kocaman güzide kulübümüz basketbol final serisini de bir aptallık şölenine çevirmiş, ligin para kaynağı büyük sponsor Beko anında kapıyı çekip çıkıp gitmişti!!! 

Ortada dönen bu kadar aptallığa rağmen maç sonrası akıllı diye düşündüğüm insanların da birbirlerine ' ama sizin futbolcunuz da bunu yaptı', ' ama önce siz başlattınız ' gibi 3 yaş seviyesindeki yorumlarıyla umudumu kaybetmiş durumdayım. 

Kendi formalarını boş bırakanların, ülke basketbolunun kaynağını kesmesi de bu güzide camiaları sporumuza yaptığı bir başka iyilik değil de nedir? 

Ülkeyi ele geçirmekte olan cehalet tufanı, belki de en kolay ilerleyebileceği dalda tüm vücutlara nüfuz etmiş durumda. 

Bundan sonrası için tek kurtuluş yolu,kültürlü akıllı diye bildiğimiz eş dostun sağ duyulu hareket etmesi ve futbolun her türlü noktasındaki bünyeden bu cahilleri atmasıdır!