28 Ekim 2011 Cuma

KISMET FARKI

İki takımın kalite farkı atılan gollerle zaten ortaya çıktı!

Sonuçsa tamamen KISMET FARKI

27 Ekim 2011 Perşembe

DER (Bİ)

Tadı kaçtı ortalığın, bunun adı artık DER(Bİ)...

İnönü'deki son maçı hatırlayıp temiz bir maç olmasını dilemekten fazlasına dilim varmıyor...

24 Ekim 2011 Pazartesi

21 Ekim 2011 Cuma

SUYUN ISINDI

İnsanın şanslı olduğu, hatta hayatında başına gelenleri tahmin edemediği zamanlar vardır!

Yaşadığımız şu dönem aslında resmi olmayan bir piyangonun birine nasıl çıkabileceğini gösteren önemli bir dönem!

Carlos Carvalhal hayat piyangosunun büyük ikramiyesini kazanmıştı sezon başında...

Evinizde otururken Portekizli yıldızlar üst düzey futbolculardan kurulu, parası bol olan bir Türk kulubünden teklif alıyorsunuz. Atlayıp İstanbul'a geliyorsunuz. Tam bu sırada takımın teknik direktörü kimliği belirli kişiler tarafından, nedeni bilinmeyen bir sebeple hapse atılıyor ve sen de takımın başına geçiyorsun...

Bundan daha büyük piyango olabilir mi?

Sezon başından beri yapılan 11 resmi maç, 5'i kaybedilmiş...

Beşiktaşlı çok dostumun ve basının 'pek sevimli adam' diye bağrına bastığı Carlos Carvalhal'a artık tahammülüm kalmadı...

Takımın sezon başından beri kaybedilen Stoke City maçı dışında organize olamaması, futbolcuların sahada mücadele dahi etmemesi, Portekizli ve diğer futbolcuların kendi aralarındaki gruplaşmaları ve Carvalhal'ın oyuncu seçimleriyle takımdaki bölünmeye çanak tutması artık çileden çıkarttı beni.

Özellikle son Kayseri maçında oynanan oyun ve oyuncu değişiklikleri üzerine gelen 90+4'lük şok sinirleri alt üst etti...

Önemli olan nokta Carvalhal'ın maçtan sonra 'maçın hakkı beraberlikti' demesi!

Hangi beraberlik?

Kievli topçular biraz becerikli olsalardı, geçen seneki 4-0'lık skoru tekrar etmeleri gayet rahat olacaktı!!!

Diyeceğim odur ki sevgili Carlos SUYUN ISINDI!

Benim için bardağın taştığı noktadayız...

Carlos kendine büyük ikramiye çıkıp, parayı çarçur eden talihliler gibi sona yaklaşıyor!!!

Böyle bir kadro hanginizin elinde olsa, biraz olsun adam gibi oynardı...

Ey ahali 'sevimli teknik direktör' istiyorsanız, alın evinizde oynayın Carlos'la!

Bu kulübün artık ne maddi ne manevi en ufak bir şey kaybetmeye tahammülü kalmadı...

19 Ekim 2011 Çarşamba

PANİK YOK

Şampiyonlar Ligi'nde Trabzonspor grubundaki ilk yarı maçlarını tamamladı.

Son dakikada Uefa'nın attığı golle Şampiyonlar Ligi'ne kalan bir takım için pek de fena bir sonuç sayılmaz 4 puan!

Grup kuraları çekildiğinde kimse onların ilk maçta İnter'i deplasmanda yenip, kendi sahasında Lille ile berabere kalacağını tahmin etmiyordu.

Cska maçı bir yol kazasıdır.

Trabzon'daki maçta, eğer Cska'yı yenebilirlerse bence bu gruptan ilk ikide çıkmayı garantilerler!

Dolayısıyla PANİK YOK, çalışmaya devam...

17 Ekim 2011 Pazartesi

MEMLEKET MESELESİ


Fazla söze gerek yok, MEMLEKET MESELESİ demişler...

İki şampiyonun maçı olucak!!!

13 Ekim 2011 Perşembe

DAVID AAMES 'KIRMIZI ŞEYTAN'

Mersin İdman Yurdu formama sonunda kavuştum!

Artık özümü hatırlamış ve gerçek bir 'Kırmızı Şeytan' olmuş durumdayım :)

Epeydir böyle mutlu olmamıştım.

Değerli kardeşim Murat Bilik'e ne kadar teşekkür etsem azdır, herkes yapmaz böyle bir kıyağı!!!

Sağolasın dostum, sayende DAVID AAMES 'KIRMIZI ŞEYTAN'...

12 Ekim 2011 Çarşamba

ŞEMSİYEYİ TERS TARAFA AÇALIM

Sonunda kaldık Play-off''a!!!

Farkında mısınız son 3 aydır futbolumuzda en çok konuşulan kelime Play-off...

E sonuçta ligi Play-off'a kalmış bir ülkenin Euro 2012'ye direkt gideceğini kimse söyleyemezdi.

Nasıl gittiğimize neler yaptığımıza bakmayacağım bu saatten sonra.

Çünkü puan olarak hak ettiğimiz bu şansı oyun olarak kesinlikle hak etmediğimizi beş yaşındaki çocuk bile biliyor.

Benim takıldığım nokta bambaşka; Türk basını, Türk toplumu ve bir garip mantık!

Dün akşam Mesut'un Belçika'ya gol atmasıyla başlayan eş dost mesajlarından sonra bugünkü gazete manşetleri geldiğimiz son nokta!

Neymiş Mesut orda gol atmış, onun sayesinde Play-off'a kalmışız, 'aslan Mesut', 'kral Mesut', 'teşekkürler Mesut' vs. vs. vs...

Şaşırarak bakıyorum insanlara ve yaklaşımlarına.

Bir futbolcu düşünün ülkesinin milli takımıyla sahaya çıkmış, golünü atmış, görevini yerine getirmiş ve başka bir ülke tarafından alkış yağmuruna tutuluyor!

Ne yapacaktı adam, milli formasıyla gol atmayacak mıydı?

Bundan üç gün önce oynanan maçta 'sakatım' diyerek sahaya çıkmayıp kadroya dahi giremeyen Mesut, dün akşam nasıl oluyor da ilk onbirde başlıyor?

Futbolda temizlikten, futbolda arınmadan, futbolda profesyonellikten bahsetmeye çalışan bir ülkenin Mesut'a karşı bu minnettarlık yaklaşımı kadar mide bulandırıcı bir durum olamaz!

O Mesut ki ülkenin formasını pazarlık masasına yatırmış bir futbolcu!!!

Play-off'a kalışımızı da Mesut'a bağladınız ya, helal olsun size..

Şimdi isterseniz ŞEMSİYEYİ bir de TERS TARAFA AÇALIM, yani Belçika'ya değil de bizim tarafımıza...

Bizim Euro 2012 grubumuzu düşünün, sadece tek bir farkla, Belçika'nın yerine Polonya'yla aynı gruptayız ve bu son iki maçtaki Belçika ile olan sıralamanın/fikstürün tam tersi bir durumdayız...

Yani Almanya deplasmanda Polonya'yla oynayacak, son maçta da biz Almanya'yla deplasmanda oynayacağız ve kazanırsak Play-off'a kalacağız...

Alman takımında deplasmandaki Polonya maçında Podolski ve Klose sakat olduklarını söyleyip oynamıyorlar, yine de Almanya maçı kazanıyor ve tüm olay son maça kalıyor.

Biz de deplasmanda Almanya'yı yenersek ya da Polonya kendi sahasında Azerbaycan'a yenilirse Play-off'a kalıyoruz.

Şans o ki Podolski ve Klose iyileşip bizimle oynanacak maça ilk onbirde çıkıyorlar ve attıkları gollerle 3-1 kaybediyoruz ve eleniyoruz...

Neler hissederdiniz?

Neler söylerdiniz?

Neler yazardınız?

Güzel futboldan, centilmenlikten, iyi oyundan bahsedenlerin Mesut yalakalığına soyunduklarını da gördüm ya, artık bu ülkede ne görsem şaşırmam!!!

Olmasın etrafımda ' fayda nerde varsa, orda olan ' insanlar...

10 Ekim 2011 Pazartesi

O İŞ TAMAM !

Yine köşeye sıkıştık.

Yine başkalarının ipiyle kuyudayız ve yine ipimizi başkaları ya kesecek ya da çekecek!

Her spor dalında olduğu gibi Euro 2012 elemelerınde de Almanya Belçika'yı yenerse, biz de Azerbaycan'ı yenersek Play-off'a kalacağız.

Yanlış olmasın daha play-off'a kalacağız sonrası yine acı ve ızdırap(tabii olursa)!!!

Bekliyelim ve dileyelimki Almanlar işi ciddiye alıp bize kıyak yapsınlar...

Hamit, Cuma günkü maçtan sonra Bastian'ın kulaklarını çekmiş, hem nasihatı hem de ayarı vermiş.

Yarın akşamı hiç düşünmeyin, O İŞ TAMAM!!!

PROFESYONEL!

Pasaportu Alman, kendisi ne olduğunu bilmiyor.

Biraz öyleyim biraz böyleyim diyor!

Yetenekli olabilir ama karakteri yok.

Adam PROFESYONEL diyenlere en güzel cevabı Cuma akşamı sahaya çıkmayarak hepimize verdi! Halbuki kendisine bir çift lafımız vardı!!!

PROFESYONEL KARAKTERSİZ!!!

7 Ekim 2011 Cuma

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!

Bu akşam Türk Telekom Arena'dayım!

Bu akşam sadece milli takımımızın Almanya karşısındaki mücadelesine destek olmak için değil aynı zamanda başka bir görev için de orada olacağım; Mesut Özil'i ıslıklamak için!

NEDEN Mİ?

Öyle bir milletizki sadece bu coğrafya da değil aynı zamanda, Dünya'nın bambaşka köşelerinde hiç ummadığınız yerlerdeyiz.

Değişik bir milletiz anlayacağınız, eşimiz benzerimiz yok!

Hep Kuzey Kıbrıs'a derler yavru vatan diye, Kuzey Kıbrıs da gerçek vatandır bir bütündür bizimle, aslında bambaşka bir yerdir 'yavru vatan'; Almanya'dır orası!

İşte benim için gerçek 'yavru vatan'da yetişen yepyeni nesiller var. Ve o nesiller artık bazı seçimler yapmak zorunda.

Sadece Almanya'da yetişen değil bir çok ülkede başarıya ulaşmış Türk sporcular için milli takım seçme ayrılıkları meydana geliyor.

Hakan Yakın, Eren Derdiyok, Gökhan İnler, Ekrem Dağ, Mustafa Doğan ve niceleri derken sonunda Mesut Özil Türk Milli Takımını değil bulundukları ülkenin takımını seçti.

Hepsine saygım sonsuz bir tek Mesut Özil hariç!

Milli takımını seçme anı geldiğinde olanlar benim için Mesut'u bitirdi.

Fatih Terim'in defalarca kendisini ve ailesini aramasına rağmen, defalarca görüşülmesine rağmen hepsinde bir pürüz çıkartan sadece oynama garantisi değil daha bir çok talepler de daha bulunan Mesut'a Terim'in cevabı her şeyi anlatıyor aslında ' Türk Milli Takımı forması satılık değildir !!!'

Mesut'u pek seven, hatta Real Madrid formasıyla izlediklerinde Türkçe küfür ettiği zaman gururlanan işte gerçek Türk diyen insanlar var bu ülkede!

Benim için gerçek Türk Hamit Altıntop'dur, Nuri Şahin'dir, Sinan Bolat'dır, Mevlüt Erdinç'dir, Yıldıray Baştürk'dür hatta MEHMET Aurelio'dur!!!

Onlar milli takımımızın formasını gururla taşıyıp, sonuna kadar terini akıtan, sahaya çıktığında gururla milli marşımızı okuyan futbolcular!

Bugün Mesut Almanya formasıyla sahada olup, Alman milli marşını gözümün önünde okuduktan sonra siz bu adam Türk'dür deseniz kaç yazar?

Kaldı ki bu adam bir gün çıkıpta ben gerçek bir Türk'üm dedi mi?

Bugün Mesut'u elimden geldiğince protesto edeceğim, ıslıklarla ve tabii ki daha fazlasıyla, artık hangi dilden anlıyorsa ister Almanca, ister Türkçe, ister İspanyolca!!!

Sahaya çıktıklarında Türk Milli Takımı futbolcularını ve Alman Milli Takımı futbolcularını iyi ayırt edin!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!

4 Ekim 2011 Salı

UYARIYORUM!!!

Yine başladık, yeniden başladık Pes mi Fifa mı diye!

Son iki sezonu Fifa oynayarak gayet de iyi geçirmiş biri olarak artık şunu anladım; yıllarca Winning Eleven, Pes ve Fifa oynayıp insanlara bu iyidir şu iyidir, şöyledir böyledir diye anlatıp saatlerce enerji harcamaya gerek yok!

Bence ikisini de alın, kimseyi dinlemeyin kararınızı kendiniz verin.

Oyunun teknikleri, oynanabilirliği vs. özellikleri herkesi farklı yönleriyle çekebilir!

Mesela geçen sezon iyice soğuduğum Pes bu sezon önceki seneye göre kendini geliştirmiş olsa da hala Fıfa'nın yanına yaklaşabilmiş değil, hele hele bu sezon Fifa'nın yaptığı büyük atılımı da düşünürsek fark epey açılmış durumda!

Tabii ki bu sadece benim düşüncem, dediğim gibi herkesin oyunu kendine...

Ama bir nokta varki oyunun en kilit noktalarından bir tanesi!

O da ara menülerde, maç başlarında çalan şarkılar!

Öncelikle Pes'den başlamak lazım.

Bu sezon yine Pes'in track listesi tam bir hayal kırıklığı!

Geçen sezon parça seçiminde çok laubali davranan Pes özellikle Temper Trap'in ' Sweet Disposition 'ı başta olmak üzere bir kaç şarkı dışında listeyi boş parçalarla doldurmuş ve liste beni şoka uğratmıştı...

Bu sezon seçilen parçalar fena değil ama şarkıların azlığına söylenecek o kadar söz varki!

Koca sene boyunca çalışıp sadece 10 şarkı bulabiliyorsa Konami artık yaksın kendini!

Her ne kadar Chemical Brothers da olsa listede bu kadar az şarkı olması insanı çıldırtıyor!

Yine de bana kalırsa en iddalı şarkı ' The Foals - This Orient (Starkey Remix) ' ! Kesinlikle muhteşem!



Gelelim Fifa'ya...

Fifa 12'de de coşmuş durumda.

Geçen sezon özellikle yarattığı hitlerle gönülleri bir başka fetheden Fifa bu sezonda da zaferini ilan etmiş durumda...

Bizler hala ' Chromeo - Don't turn the lights on ' başta olmak üzere bir çok hiti dinlemeye devam ederken, EA Sports bir de yepyeni hitlerle dolu tam 39 şarkılık bir liste hazırlamış bize!

Özellikle yeni şarkıları bize sunarken araya eskilerden de serpiştirmeleri beni benden aldı.

Mesela ' Crystal Castles - Not in Love ' tarihimde tekrar tekrar dinleyip hiç vazgeçmediğim şarkılardan bir tanesi haline gelmişken Fifa'da karşıma çıkması gözlerimi yaşarttı!

Alkollu dönülen gecelerde evde bir Fifa atalım denildiğinde karşıma bu şarkı çıktığında olacaklardan sorumlu değilim şimdiden UYARIYORUM!!!

Ve bütün bunların yanında 'Bloco Bleque - So Tem Jogador', 'Cut Copy - Where i'm going', 'Alex Metric - Open Your Eyes ', 'Digitalism - Circles' gibi birbirinden tarz olarak çok farklı ama bir o kadar da güzel şarkıyı bir araya getirerek Fifa bir kez daha gönül nişanımı kazandı!

Bütün bunlara ek olarak özellikle dikkat etmenizi istediğim bir şarkı var; All Mankind - Break the Spell !!!

3 Ekim 2011 Pazartesi

JUVENTUS IS BACK vol:2!

Bu sezon bu başlığı sanırım daha da kullanmaya devam edeceğim.

Geçtiğimiz haftalarda yeni stadına kavuştuğunnda yazmıştım JUVENTUS IS BACK diye!

İşte o stadın önemi dün akşam tescillendi!

Geçen sezonun şampiyonu Milan, Juventus'un seyirci baskısına dayanamayıp pes etti, hem de ne pes etme...

90 dakika boyunca rakibini bunaltan ve neredeyse pozisyon vermeden Milan'ı evine yollayan siyah beyazlılar daha şimdide İnter'e 7 puan, Milan'a ise 6 puan fark atmış durumda...

Sezonun sonu şimdiden gözüküyor ey ahali... JUVENTUS IS BACK vol:2